CUMARTES�, TEMMUZ 21, 2007
Türk müziðinin Avrupalýlar tarafýndan dinlenmemesinin ve ilgi görmemesinin nedenleri araþtýrýldý. Batý kulaðýnýn Türk müziðinin armonik yapýsýna alýþýk olmadýðý ve bu nedenle çok fazla dinlenmediði öne sürüldü.
(ANKA)-Türkiye'de milyonlarca hayraný olan Türk sanatçýlarýn, Batý'da neden dinlenmediði üzerinde bir araþtýrma yapýldý. Batýlýlarýn, Türk müziðini, alýþýk olmadýklarýndan dolayý anlayamadýklarý ve bu müziðe çok dikkat etmedikleri öne sürüldü.
The Guardian yazarý Jon Lusk, Ýngiliz dinleyicilerin, milyonlarca hayraný olan Türk sanatçýlarýna karþý neden bu kadar ilgisiz olduklarýný yorumladý. Ýstanbul'a gelerek Türk müziðini yakýndan izleyen Lusk, Müslüm Gürses, Sabahat Akkiraz, Göksel Baktagir, Orient Expressions gibi Türk müzisyenlerle bu konu üzerine konuþtu. Sanatçýlarla yapýlan konuþmalarda, Batý kulaðýnýn Türk müziðine alýþkýn olmadýðý ve bu sebeple Türk müziðindeki farklýlýklarý ayýrt edemeyecekleri öne sürüldü.
Ýstanbul ziyaretinden önce Londra'da Türk Alevi Derneði'nin düzenlediði bir konserde Alevi türkücü Sabahat Akkiraz'ý dinleyen Lusk, yazýsýnda Akkiraz'ýn 'Sünni Müslümanlar müziði dinden ayýrýyorlar, ancak Aleviler böyle yapmaz' sözlerine yer verdi.
'Müslümanlarýn ezanýn müzikten ayrý olduðunu söylemelerine karþýn, modern Ýstanbul'un kalbi olan Beyoðlu'nun sýcak bir akþamýnda kulaða hiç de öyle gelmiyordu' diyen Lusk, 'Cennet Krallýðý' ve 'Ýsa'nýn Çilesi' gibi filmlerin film müziklerini yapan, kanun üstadý Göksel Baktagir'le konuþtu. Baktagir, Türk müziðinde makam adý verilen farklý müzikal dizilimlerin batýlý kulaðýnca ayýrt edilip anlaþýlamayacaðýný belirterek, 'Batý müziði armoni üzerine kurulurken, Türk müziði tamamen rastlantýya baðlýdýr' dedi.
Perküsyoncu Ýzzet Kýzýl ise 'Türk müziðinin batý bilincinden uzak oluþu, akort sisteminin farklý olmasýndan kaynaklanýyor. Sadece, Batýlýlarýn kulaðý buna alýþýk deðil' yorumunda bulundu.
Doðu motifleriyle elektronik müzik yapan Orient Expressions grubundan Can Utkan, doðu ülkesi olan Hindistan'ýn müziðinin oldukça sevildiðini belirtirken, batýlýlarca dinlenen ve dünya müziði yapan bir çok ülkenin daha önceki sömürgeler olduðunu, bu yüzden Avrupalýlarca tanýndýðýný ifade etti.
Caz piyanisti Ayþe Turuncu ise Avrupa'da Türkiye'nin ve Türk olmanýn Osmanlýlar'dan dolayý olumsuz bir imaj oluþturduðunu, Türkiye'de bile bu kimlik kargaþasýnýn hala devam ettiðini ileri sürdü.
Lusk, Türkiye'deki genel seçime de dikkat çekerek, ülkenin dindar ve laik taraflar arasýnda kaldýðýný, ulusal kimlik kargaþasýnýn da ülkenin müziði üzerinde etkili olduðunu belirtti.
Arabesk müziðin Türk halk müziði, klasik Türk müziði ve pop müzik üzerinde etkili olmasýna raðmen Türkler arasýnda rahatsýz edici etkisi olduðunu söyleyen Lusk, arabeskin devlet tarafýndan 2 kez radyolardan yasaklanmýþ olduðunu kaydetti.
Lusk, yazýsýnda Müslüm Gürses'in sahip olduðu kitleden bahsederken Ayþe Turuncu'nun þu sözlerine yer verdi: 'Türkler farklý olmak için kendilerini Araplardan ayýrmalýlar. Ama aslýnda Araplar bizim içimizdedir. Arap müziði duyduðumda, aðlamaya baþlarým.'
Arabesk müziðin genellikle iþçi sýnýfý erkekler arasýnda popüler olduðunu belirten Lusk, Gürses hayranlarýnýn, Þii Müslümanlar gibi 'duygusallaþtýklarýnda bedenlerine bir þeyler yapmalarý gerektiðine' inandýklarýný ve konserlerde kollarýný jiletle kestiklerini ifade etti.
Ayþe Turuncu, Gürses hayranlarýnýn 'Müslüm Baba benim acýmý sahnede gösteriyor. Ben de onun için kendimi kesiyorum. Kendimi ona adýyorum' dediklerini söyledi.
Lusk, Gürses'in gençleri arkasýndan sürükleyecek gücü kendinde gördüðünü belirtirken, geçen yýl Björk, David Bowie, Bob Dylan gibi dünya sanatçýlarýnýn þarkýlarýný yeniden yorumladýðý albümünden sonra, hayranlarýnýn konserlere jilet yerine güllerle gelme kararý aldýklarýný ifade etti. Hayranlarýn, Müslüm Gürses'in 10 kiþilik orkestrasýyla Queen Elizabeth Hall'da vereceði konsere de çiçeklerle gelmeleri bekleniyor.
|
CUMARTES�, HAZ�RAN 23, 2012
The Second "Kazakhstan Montage of Cinemas: Film & Cultural Festival" launches at the Directors Guild of America (DGA) in Los Angeles on Aug. 3 for a one-week celebration of Kazakh cinema and culture, including musicians.
The festival is a stellar opportunity for directors, producers, location scouts, and the general public to get an understanding and appreciation of this exotic locale without leaving home.
Sweeping from the Caspian Sea on its Russian border to the Altai Mountain range on the Chinese border, Kazakhstan has a rich nomadic history as well as a powerful current tapestry of cultures. Since gaining independence in 1991, the Central Asian Republic has embraced its remarkable filmmaking past that dates back to the 1930's, when Sergei Eisenstein made his classic “Ivan the Terrible” in this mystic land, and has even given rise to several "New Wave" movements.
Opening night on Aug. 3rd begins with a reception at 7 pm, and includes a program of live entertainment until 11 pm, at the DGA Theater.
Sponsored by Kazakh Geographic Society (KazGeo.kz ), helixfilmsinc.com , the Embassy of the Republic of Kazakhstan, and the Honorary Consulate of Kazakhstan in Los Angeles, the festival includes Advisory Board Members Steven-Charles Jaffe (GHOST, K19), David Marconi (Screenwriter, ENEMY OF THE STATE), and Ambassador Erlan Idrissov.
Tickets cost $10 (including free parking) can be purchased from the festival’s website. "Kazakhstan Montage of Cinemas: Film & Cultural Festival 2012" will be held Aug. 3 - 9 at the Directors Guild of America on 7920 Sunset Blvd in Los Angeles, California
For more information, please see www.kazakhfestival.com - KazakhFilmFestLA@gmail.com
Kaynak : HelixFilmsInc.com
|
PAZAR, MAYIS 27, 2012
65. Cannes Film Festivali kapanýþ töreninde Ýlk Altýn Palmiye Kýsa Film dalýnda verildi.
En Ýyi Kýsa Film ödülünü 'Sessiz' filmiyle Rezan Yeþilbaþ kazandý.
DÝYARBAKIR'DA ÇEKÝLDÝ
Belçim Bilgin ve Cem Bender'in baþrollerinde olduðu, daha önce Akbank Kýsa Film yarýþmasýnda en iyi film ödülü de alan film, Kültür ve Turizm Bakanlýðý Sinema Müdürlüðü'nün desteðiyle Diyarbakýr'da çekildi.
'Sessiz' Cannes'da kýsa film kategorisinde bugüne dek Türkiye'den yarýþan dördüncü film. Bundan önce Koza filmi ile Nuri Bilge Ceylan, Kýyýda filmiyle Ebru Ceylan ve Poyraz filmiyle Belma Baþ festivalin yarýþmalý bölümüne seçilmiþti. 1939 yýlýndan bu yana Cannes'da uzun metraj kategorisinde yarýþan ve baþarý elde eden toplam yedi filmimizin yönetmenleri, Yýlmaz Güney, Nuri Bilge Ceylan ve Fatih Akýn olmuþtu.
Kaynak : www.ensonhaber.com
|