yeni yelik - forum - iletiim - reklam - english
  ara
ANASAYFA
HAKKIMIZDA
UYELER
KOSE YAZARI
HABERLER
BAGLANTILAR

Bir Osmanlý Askerinin Sýradýþý Anýlarý baþlýklý aný kitabý Ekim Yayýnlarý'ndan çýktý.

CUMA, A�USTOS 31, 2007

Temaþvarlý Osman Aða,1670'lerin baþlarýnda, günümüzde Romanya'nýn batýsýnda yer alan Temeþvar'da dünyaya geldi. Asker bir babanýn çocuðu olmasý nedeniyle kale muhafýz birliðinde görev aldý ve kýsa zamanda yükselerek genç yaþta birlik zabitleri arasýna katýldý. Ýniþ ve çýkýþlarla dolu bir hayat yaþayan Osman Aða, genç bir odabaþý iken, 1688 senesinde Avusturyalýlara esir düþtü. Bu yýllar, II. Viyana Kuþatmasý'nýn ardýndan geliþen ve 1699 senesine kadar sürecek olan fýrtýnalý dönemdir. Esirlik günlerinin büyük kýsmýný Viyana'da geçiren Osman Aða, oldukça maceralý bir kaçýþtan sonra 1700 senesinde kurtuldu, memleketine döndü.

Eski görevine iade edildi, vilayet tercümanlýðý yaptý. Avusturyalýlar ile yapýlan sýnýr görüþmelerinde yer aldý. 1716'da Temeþvar'ýn, 1717'de de Belgrat'ýn düþman eline geçmesiyle memleketini terk etmek zorunda kaldý; Ýstanbul'a göçtü. Bu esnada mallarýnýn ve ailesinin çoðunu kaybetti. 1724 senesinde hatýralarýný kitaplaþtýrdý. 19. yüzyýlda yurtdýþýna çýkartýlan kitap, British Museum NR. MS Or. 3213 numaradadýr. Önce Almancaya çevrildi daha sonra da Almancadan Türkçe çevrilerek yayýnlandý. 1963 yýlýnda Fahir Ýz tarafýndan Ýngiltere'deki nüshanýn bir kopyasý Ý. Ü. Türkiyat Enstitüsüne kazandýrýldý. Harun Tolasa tarafýndan transkripsiyonu yapýlarak yayýnlandý. Günümüz Türkçesine uyarlanmasýnda bu metin kullanýldý.

KÝTAPTAN ALINTI

ESÝRLÝÐE DÜÞÜÞ

Hayatýmý karartan o talihsiz olay gerçekleþtiðinde, 1688 senesinin Haziran baþlarýydý. Sýcak bir gündü. Temeþvar muhafýzý Koca Cafer Paþa beni yanýna çaðýrtmýþtý. Paþanýn huzuruna çýktýðýmda, odada oturanlar arasýnda, uzak yoldan geldikleri anlaþýlan yabancýlar dikkatimi çekti. Ýstanbul'dan yeni gelen ulaklarmýþ bunlar. Yanlarýnda Arad Kalesi'nde görevli yeniçeri, topçu ve cebecilerin maaþlarý varmýþ. Adamlarý bana tanýtan paþa, oturmam için yer gösterdi ve hemen "Bu paranýn acil olarak Arad Kalesi'ne ulaþtýrýlmasý gerekiyor" diye konuþmaya baþladý. Niçin çaðrýldýðýmý bilmiyordum; fakat paþanýn sözlerinden ulaklar ve yanlarýndaki parayla ilgili bir göreve gönderileceðimizi tahmin etmekte gecikmemiþtim. "Çevremiz düþmanlarla çevrili" diyen paþa, "böylesine kýymetli bir postayý ulaklarýn Temeþvar'dan ileriye götürmeleri mümkün deðil. Bu iþ, kale görevlisi süvarilere, yani sizlere düþüyor." diyerek sözlerini tamamladý.Oldukça önemli ve tehlikeli bir görevdi bu. Ben henüz çok gençtim ama o tarihe kadar pek çok çarpýþmalarda bulunmuþ, savaþ tecrübesi kazanmýþ, iyiden iyiye takdir edilen bir asker olmuþtum. Paþa hazretleri de zaten buna vurgu yapmýþ; "Böylesine önemli bir görevi bu nedenle sana ve bölüðüne vermeyi uygun bulduk" demiþti. "Hazineyi Lipova adlý yere, bir gece içinde ulaþtýrmak gerekiyordu."

Emri alýr almaz, hemen hazýrlýklarýmý tamamladým. Düþmana yakalanmamak için gece karanlýðýný deðerlendirmemiz gerekiyordu. Akþama bir saat kala Baba Hüseyin sahrasýna çýktým ve seksen kadar askerimle paþayý beklemeye baþladým. Cafer Paþa gelerek bizzat kendisi bizi denetledi. Hazineyi elleriyle teslim etti ve dualarla uðurladý.Lipova Kalesi, Temeþvar'a on saatlik bir yerdir[1]. Gece boyunca hiç durmadan yol aldýk. Ancak iki üç yerde hayvanlarýmýzý dinlendirip yemledik. Onun dýþýnda attan inmedik. Ve nihayet tam hesapladýðýmýz gibi, sabah vakti Lipova Kalesi'ne ulaþmayý baþardýk.

Kalenin Temeþvar Kapýsý'nda yetkililere hazineyi teslim ettik. Görevimizi baþarmanýn rahatlýðý içinde geri dönecektik ama öylesine yorgun ve uykusuzduk ki, Lipova'daki, aðalar ve týmar sahipleri bir iki gün kalýp dinlenmemizi önerdiklerinde hayýr diyemedik. Aslýnda, yorgunluðumuzun dýþýnda Lipova'da misafir olarak kalmamýzýn baþka bir nedeni daha vardý: Lipova'nýn kirazlarýÜstelik öyle kolay kolay geri çeviremeyeceðimiz bir nedendi bu. Lipova bað ve bahçeleriyle çevresinde meþhurdur. Özellikle kiraz zamaný bir baþka güzel olur. Çok güzel kirazlar yetiþirdi. O kadar boldur ki okkasý bir akçeye bile kimse dönüp bakmaz. Pazarlarda yýðýn yýðýn durur.

Aramýzda "Bir gün kalalým hem dinlenelim hem de biraz kiraz yiyelim." diye kararlaþtýrdýk. Fakat, bu kararýmýzýn ne kadar yanlýþ olduðunu anlamak için bir gün bile geçmeyecekti. Hâlâ ne zaman kiraz görsem, aklýma hep o uðursuz gün gelir.

* * *

O gün her birimiz bir konaða daðýlmýþ, yol yorgunluðunu üzerimizden atmaya çalýþmaktaydýk ki birden haber topunun gümbürtüsüyle yerimizden fýrladýk. Gün batmaya yakýndý.

Önce bir iki el silah sesi; hemen ardýndan da iç kaledeki haber topunun sesi duyuldu. Herkes evlerinden fýrladý; neler olduðunu merak ederek toplanma mahalline koþturdu.Yukarý Erdel taraflarýndan Muris nehri kýyýsýný takip ederek gelen Macar kadanalarý[2], kaleye hücum etmiþlerdi. Aslýnda küçük bir gruptu bunlar, Kaleye bir kaç el tüfek attýktan sonra tekrar gerisin geriye kaçmýþlardý. Derhal atlarýmýza binip arkalarýna düþtük. Ancak, düþmanýn bu hareketi bir pusu imiþ. Lipova'nýn üst tarafýnda, Muris nehri karþýsýnda, bir yüce dað baþýnda bulunan Þolimos Kalesi halký, yukarýdan düþmanýn pususunu görmüþler. Onlarýn yakýnlarýndan geçerken "Daha ileri gitmeyin, düþmanýn pususu var." diye bizleri uyardýlar. Ayný zamanda akþam karanlýðý bastýrmýþtý. Geri döndük. Yine herkes konaklara daðýldý. Böyle bir durumla karþýlaþacaðýmýzý bilmiyorduk ama Lipova'lýlar tahmin ediyorlarmýþ; bizden gizlemiþler. Kalmamýz için böylesine ýsrar etmelerinin asýl nedeni buymuþ anladýðýmýz kadarýyla. Çünkü Lipova Kalesi'nin kendi askerleri çok azalmýþtý. Daha önceki birkaç çarpýþmada yüzlerce adamlarýný kaybetmiþler.

Kimisi þehit olmuþ kimisi esirKalede ancak üç yüze yakýn asker kalmýþ. Ama bir tesellimiz vardý; yalnýz deðildik. Hazineyi kendi kalelerine götürmek üzere Yanova'dan da bir farisan aðasýyla yetmiþ seksen nefer asker gelmiþti; onlarda bizim gibi kalede mahsur haldeydiler þimdi. Böylece kaledeki asker sayýsý beþ yüze yaklaþmýþ oluyordu.

Ertesi gün seher vaktinde, Lipova'nýn baðlarýnýn bulunduðu Tançoþ tepesinden Avusturya ordusunun boru sesleri duyuldu. Zaten gözlerine uyku girmeyen halk telaþla ayaklandýlar. Özellikle bizim gibi yabancýlar hemen atlarýna bindiler, herkes biran önce kaleden dýþarý çýkmak istiyordu. Ama mümkün olmadý. Kale kapýlarý sýký sýký kapatýlmýþtý. Avusturyalýlarýn komutaný General Karafa imiþ.

Yanýnda olan on sekiz alay piyade ve süvari askeriyle o kýþ (1687-88) Erdel vilâyetinde kýþlamýþ. Ýlkbahar olup havalar ýsýnmaya baþlayýnca Erdel'den çýkýp Muris nehri kenarýnca ilerleyerek Lipova'nýn önüne gelmiþ. Aðýr silah ve mühimmatlarýný Muris nehri üzerinden naklettirmekteymiþ. Kiraz mevsiminin o güzel seherinde kale halký korkuyla yerlerinden fýrladýklarýnda, ne yapacaklarýný bilememenin þaþkýnlýðý içindeydiler. Misafir olan bizler, Muris nehrini aþýp Yanova tarafýna gitmek istiyorduk. Hemen toparlandýk, kale kapýlarý açýlýnca dýþarý çýktýk, Muris köprüsüne geldik; ama ne görelim! Þolimos tarafýndan ve Moroþ Boðazý tarafýndan ilerleyen iki bin kadar haydut ve kadana yollarý tutmuþ. Gitmek mümkün deðil. Çaresiz kaleye geri dönecektik.

Muris köprüsünü bozup yýktýk. Zira bu köprü kalýrsa, nehir tarafýndan dýþ kale, düþmana çok açýk düþmüþ olacaktý. Savunmak yapmak için herkes iç kaleye toplandý. Burasý aðaç kütükleriyle tahkim edilmiþ küçük bir yerdi. Çevresi hendekle çevriliydi. Üç-dört küçük tabyasý vardý ve her tabyanýn üzerine dörder, beþer top yerleþtirilmiþti. Daha dýþarýda olan dýþ kale ise çok daha geniþ bir alaný kapsýyordu. Yalýnkat duvar, bazý kule ve surlarý taþtan inþa olunmuþtu. Ancak burasý boþtu. Çok az bina vardý. Ayrýca dýþ kalenin nehir yönü de açýktý. Duvarlar, nehir kýyýsýndan baþlýyor, þehrin üç tarafýný dolaþtýktan sonra yine nehirde bitiyordu. Düþman ilk gününü beklemekle geçirdi. Ne bir top, ne bir tüfek attý. Ama biz sürekli ateþ ediyorduk; elimizden geldiðince onlara zarar vermeye çalýþýyorduk. Hatta bazý yiðitler dýþarý çýkýyorlar, bahçeler arasýndan Avusturya karakollarýna yanaþarak saldýrýyorlardý.

Fakat ertesi gün durum tamamen deðiþti. Düþman, geceleyin dokuz parça büyük top ile üç-dört havan topunu bizimkilere fark ettirmeden bahçeler arasýna yerleþtirmeyi baþarmýþ ve dýþ kalenin hemen beþ yüz adým yakýnýna kadar yanaþarak mevzi tutmuþtu. Ertesi gün sabah erkenden toplarýn korkunç gürlemeleri ve duvarlarýn sarsýntýlarýyla uyandýk. Henüz gün aðarmamýþtý. Aðýr gülleler, kalenin duvarlarýný dövüyordu. O gün ikindi vaktine kadar kale duvarýný döven gülleler, sonunda duvarýn bir bölümünde geniþçe bir gedik açtý. Hemen iç kaleden insanlar buranýn yardýmýna koþtu; canla baþla çalýþarak gediði kapatmaya çalýþtýlar. Bulabildikleri her türlü þeyi gedikleri kapamak için kullanýyorlardý. Taþ, toprak yanýnda, ellerine geçirdikleri yastýk ve minderleri bile gediklere dolduruyorlardý. Fakat bu çabalarý sonuçsuz kaldý; çok geçmedi, isabetli bir yaylým ateþinin ardýndan, gediðe doldurulan bu derme çatma malzeme darmadaðýn oldu. Bunu gören düþman, çýðlýklar atarak hücuma geçti. Gediðin açýldýðý bölgeyi birkaç bölük asker koruyordu.

Düþmanýn o yönde hücuma geçmesi üzerine askerin çoðunluðu kýsa zaman içinde gediðin önüne yýðýldý. Gedikten içeri sýzmaya çalýþan düþmana karþý, el bombalarýyla, tüfeklerle göðüs göðüse çarpýþma baþladý. Fakat bu durum, bir baþka tehlikeyi doðurdu. Gedik yönüne bu kadar aðýrlýk verilmesi, kalenin diðer taraflarýnýn savunmasýný zayýflatýyordu. Nitekim Battal Kapý'dan ve Temeþvar Kapýsý tarafýndan Macar ve Sýrp kadanalarý, yanlarýnda getirdikleri merdivenlere týrmanmaya baþladýlar. Surlarýn yüzü, örümcekler gibi duvarlara týrmanan askerlerden görünmez olmuþtu. Düþmanýn kalenin diðer tarafýndan içerilere sýzmakta olduðu haberleri kulaktan kulaða yayýldýðý zaman, gediði savunan askerlerin direnci kýrýldý. Gediði savunmayý býrakýp telaþla ve birbirlerini çiðneyerek geri çekilmeye baþladýlar. Hepsi de bir an önce iç kaleye girme çabasýndaydý. Biz de bunlarýn arasýndaydýk. Ýç kaleye kendimizi atmak için koþturuyorduk; ama kapýya yaklaþtýðýmýz zaman bir baþka kötü manzarayla karþýlaþtýk. Macar ve Sýrp askerleri bizden önce ulaþmýþlar, yolumuzun önündeki sokak baþlarýný tutmuþlardý. Çaresiz tam ortalarýna hücum ettik. Düþman ikiye yarýldý, çarpýþa çarpýþa sað salim iç kaleye ulaþtýk. Çarpýþmalar o gün akþama kadar sürdü. Avusturyalýlar artýk dýþ kaleyi ele geçirmiþlerdi. Þehrin dört yanýndan alevler yükseliyordu. Yangýnlarýn kimini biz, kimini dýþardan düþman baþlatmýþtý.

Lipova o gece boyunca yandý; gökyüzünü alevlerin kýzýllýðý sarmýþtý. Ýç kaleyi þehirden aradaki hendek ayýrmaktaydý. Hendek yeterince geniþ deðildi; bu nedenle yangýn iç kaleyi de etkilemekte gecikmedi. Kapý kulesi ve bazý evler tutuþtu. Ve bu küçük dar mekanda, þimdi büyük bir kargaþa ve telaþ yaþanmaya baþlamýþtý. Ýç kalenin alaný zaten fazla geniþ deðildi; daracýk sokaklarla evler birbirinden ayrýlýyordu. Hayvanlar ve insanlar yüzünden daracýk sokaklar, mahþer yerine dönmüþtü. Ýnsanlarýn feryatlarý ve çýðlýklarý ile atlarýn kiþnemeleri bir birine karýþýyordu. Toz ve dumandan göz gözü görmez olmuþtu. Alevler ilerledikçe kadýn ve çocuklar korkuyla çýðlýklar atýyorlar "yanacaðýz" diye baðrýþýyorlardý. Yardýmcý olmaya çalýþan erkekler ise ellerindeki su kaplarýyla koþturuyor, tutuþan kule ve evlerin üzerine çýkýp yangýný söndürmeye çalýþýyorlardý. Ama dýþarýda, minareler ve evlerin damlarýna yerleþmiþ olan Avusturya piyadesinin tüfekleri, her birini tek tek avlýyordu. Vurulanlar, söndürmeye çalýþtýklarý ateþlerin içine düþüyorlar; yardým isteyenlerin çýðlýklarý, top ve tüfek sesleri arasýnda kaybolup gidiyordu.

Havayý kaplamýþ olan yoðun barut ve duman kokusuna þimdi de dayanýlmaz bir yanýk et ve yað kokusu karýþmýþtý. Ertesi sabah durumun daha da kötüleþmiþti. Geceden çok yakýnýmýza kadar sokulmuþ olan havanlardan atýlan mermiler, ateþ ve ölüm yaðmuru olarak üzerimize inmekteydi. Hendeðin hemen öbür yanýndaki taþtan inþa edilmiþ hanýn yangýndan tavaný gece tamamen çökmüþtü. Dört duvarý ayakta kalmýþtý. Burasý þimdi Avusturyalýlarýn havan toplarý için bulunmaz bir mevzi oluþturuyordu. Bir taraftan da damlarýn üzerinden tüfeklerle aralýksýz kurþun yaðdýrýyorlardý. Daracýk sokaklara sýkýþmýþ olan insanlar o gün, mahþerin dehþeti ve çaresizliðini yaþadýlar.Çarpýþmalar bu þekilde üç gün üç gece sürdü. Ýnsanlar ve hayvanlar bir bir ölüyor, yaralýlar yerlerde sürünüyordu. Bu arada kale komutaný, benim birliðime baþka bir tabyanýn savunmasýný verdi. Burasý kalenin en tehlikeli yeriydi. Hem toplarý doldurup atmak, hem de tüfeklerle cenk etmek zorundaydýk. Tüm gücümüzle çarpýþýyorduk; ama bütün herkes gibi biz de durumun artýk gittikçe kötüleþtiðini görüyorduk. Kalenin ileri gelenleri de bunu sezinlemiþ olmalýydýlar. Aralarýnda kaleyi vire[3] ile vermeyi tartýþmaya baþladýlar. Galiba en akýllýca görünen de buydu. Sonunda kale bedeninde beyaz bayrak sallandý.

Bayraðý gören Avusturyalýlar ateþi kestiler. Biraz sonra kale yakýnýna kadar gelen birkaç subay aþaðýdan yukarýya doðru baðýrdý:"Ýsteðiniz nedir?" "Kaleyi vire ile vermek isteriz; bize uygun rehineler verin, biz de dýþarý adam gönderelim, görüþmeler yapýlsýn." Çok geçmeden kapýnýn önüne gelen iki Avusturya zabiti, kapýlar açýlarak içeri alýndý; ayný anda da içeriden iki Lipovalý aða dýþarý çýktý; kapý önünde bekleyen askerlerin arasýnda Avusturya ordugâhýna doðru gitti. Aðalarýn arkasýnda, bir uþaðýn yedeðinde muhteþem görünümlü siyah bir at vardý. Hayvanýn gümüþ eyer ve süslü koþum takýmlarý, güneþ ýþýðýnda pýrýl pýrýl parlýyor, uzaktan bile göz kamaþtýrýyordu. Lipova Kalesi Beyi, özel ahýrýndan çýkartmýþtý; generale hediye olarak gönderiyordu.Kaledeki herkesi þimdi büyük bir merak ve heyecan sarmýþtý; "Acaba düþman komutaný, isteðimizi kabul edecek miydi?" Büyük küçük hepimiz biliyorduk ki bu þartlar altýnda ne uzun bir zaman dayanabilir, ne de bir yardým ulaþabilirdi. Birkaç saat sonra, uzaktan aðalar göründüðünde, herkesin aklýnda ayný soru vardý. "Acaba anlaþma saðlanmýþ mýydý?"

* * *

Aðalar kaleye girince Avusturyalý rehine subaylar da dýþarý býrakýldý. Avusturya karargâhýndan dönen aðalarýn anlattýklarý, hiç de hoþ þeyler deðildi. General Krafa, görüþmeleri bizzat yapmýþ ve tercüman aracýlýðýyla "Ýstekleriniz nedir?" diye sormuþ. Aðalar da kendilerine verilen yetki ve talimat doðrultusunda isteklerini nakletmiþler:"Kalemize gelip bizi kuþattýnýz, sizin amacýnýz kaleyi ele geçirmek. Bizim de karþý koymaya yeterli gücümüz yok. Ailelerimizle ve mallarýmýzla bizi býrakýn Temeþvar'a gidelim."Ama eline güzel bir av geçirdiðine inanmýþ olmalýydý ki general aðalarýn teklifini kabul etmemiþti.

Maðrur bir edayla çok kýsa ve kesin bir cevap vermiþti:"Ýsteðinizi kabul edemeyiz; ancak size þöyle bir fýrsat verebiliriz: Silahlarýnýzý býrakarak çoluk çocuðunuzla dýþarý çýkýn, dilersek sizi býrakýrýz, dilemezsek esir ederiz." Bu teklifi aðalar kabul edemezlerdi. Nitekim onlar da reddetmiþler; "Böyle bir þeyi kabul etmek nasýl mümkün olur!" diye karþýlýk vermiþler ve generali ikna etmek için ellerinden geldiðince çabalamýþlar. Fakat generali kararýndan döndürmek mümkün olmamýþtý. Generalin cevabý oldukça serti: "Varýn gidin, içeride cenge devam edin." Çarpýþmalara ara verildiði sýrada, Avusturyalý bazý subaylar ve askerler, siperlerden çýkýp kale hendeði yakýnlarýna kadar gelmiþlerdi. Ateþkes ortamýndan yararlanarak hendek kenarýnda oturuyorlar, yemek yiyorlar bir taraftan da yanlarýndaki köpeklere taþ ve aðaç atýp hendeðin içine sýçratýyorlardý. Bazýlarý da ellerindeki mýzraklarý suya daldýrarak derinliðini ölçüyorlardý. Bütün bunlar, adamlarýn savaþý devam ettirmeye niyetli olduklarýnýn deliliydi bizlere göre. Nitekim çarpýþmalar yeniden baþladý. Aðýzlarýndan ejderha gibi ateþler saçan toplar, bütün gün ve gece hiç susmadý. Gülleler kaleyi iyiden cehenneme çevirmiþti. Gökten sürekli yaðmur gibi taþ, demir ve ateþ yaðýyordu. Daracýk alana sýkýþmýþ olan insanlar ve hayvanlar hýzla tükenmekteydi. Sokaklar cesetlerden geçilmez oldu.

Yerler, taþ ve topraklarla birlikte havaya uçan insan ve hayvan parçalarýyla dolmuþtu. Ýnsanlar artýk kendi canlarýndan çok çocuk ve ailelerinin derdindeydiler. Þehrin ileri gelenleri tekrar oturdular, aralarýnda tartýþtýlar, düþmanýn istediði þekilde kaleyi vermeye razý oldular. Kale bedenlerine yine beyaz bayrak çekildi. Þartlarý görüþmek üzere birkaç adam gönderildi. Bu kez generalin istediði doðrultuda vire koþullarý kabul edildi[4]. O gece, kale kapýsýnýn dýþ tarafý Avusturya askerleri tarafýndan tutuldu. Ýç taraf sabaha kadar bizim kontrolümüzde kaldý. Ertesi sabah insanlar dýþarý çýkmaya baþladýlar. Silahlarýný býrakmýþlardý. Bizler, bulunduðumuz tabya üzerinden aþaðýda olanlarý kolayca izleyebilmekteydik. Avusturya askeri, ordugâhlarýndan kaleye kadar, piyade olarak iki saf halinde dizilmiþlerdi. Ordugâh ise kaleden bir çeyrek saatlik uzaklýktaydý; kaleden rahatlýkla görülebiliyordu. Kale içinden insanlar, dörder, beþer veya daha fazla sayýda gruplar halinde, aileleri ve çocuklarýyla birlikte çýkýyorlardý. Kadýn ve çocuklar, birbirlerine iyice sokulmuþ halde ürkek ürkek yürüyorlardý. Kapýdan dýþarýya çýkanlar hemen askerler tarafýndan durduruluyor, üzerleri aranýyordu. Silahlarý varsa alýnýyordu. Sonra da yol boyu iki sýra halinde dizilmiþ olan askerlerin arasýna gönderiliyordu. Askerlerin iki sýra dizilerek oluþturduðu koridordan birbirlerine sarýlmýþ halde ilerleyen insanlar, yer yer askerlerin saldýrýsýna uðruyordu. Askerler, aralarýndan geçerken gözlerine kestirdiklerinin eteklerinden ve kollarýndan yakalayarak zorla çekiyorlar aralarýna alýyorlardý. Askerlerin aralarýna düþen bu zavallýlar, vahþi kurt sürüsünün eline düþmüþ av gibi anýnda soyuluyorlar, çýrýlçýplak ortada kalýyorlardý. Karþý koyup direnmeye çalýþanlarsa hemen paramparça ediliyordu. Askerler birbirlerini örnek alýyorlardý. Soygun ve öldürmeler gittikçe artmaktaydý. Subaylar ne kadar önlemeye çalýþsalar da saldýrýlarý durdurmayý baþaramýyorlardý. Üzerlerini arayarak para bulamadýklarý insanlarý öldürüyor, karýnlarýný yarýyorlardý. Bu vahþice iþi "para yutmuþtur" diye yapýyorlardý. Katliamlarý subaylarýn engellemekte çaresiz kaldýðýný gören generallerin bazýlarý, kendileri müdahale etmek zorunda kaldýlar. Bazý generaller, atlarýný soygun ve katliam yapan bu gözü dönmüþ askerlerin üzerlerine sürdüler. Baðýrýyorlar, gözlerini korkutmak için de bazýlarýný vuruyorlardý. Generallerin kurþunlarýyla yerlere serilen askerin yanýndakiler kýsa bir duraksama yaþasalar da hemen ardýndan umarsýzca soyguna devam ediyorlardý. Biz en son çýkanlardandýk. Lipova beyi, kadýsý, ayanlarý ve altmýþ kadar adamla birlikteydik. Önümüzden ve arkamýzdan yüksek rütbeli subaylar geliyor, saldýrýlara karþý bizi koruyorlardý. Ama yine de askerler yanlardan uzanýyor, eteklerimizi çekiþtiriyorlardý. Bu arada ilerlerken, biraz önce öldürülmüþ zavallýlarýn karýnlarý deþilmiþ cesetlerini daha yakýndan görebilmekteydik. Çýrýlçýplak ve parçalanmýþ halde öylece yatýyorlardý.Bu korku ve dehþet dolu kýsa yolculuðun ardýndan sonunda Generalin çadýrý önüne ulaþabildik. Geride kimse kalmamýþtý. Bizden önce çýkanlarýn baþlarýna neler geldiðini bilmiyorduk; ama burada bizden baþka kimse görünmüyordu. Ertesi günün sabahýna kadar, etrafýmýzý kuþatmýþ olan askerlerin gözetiminde orada kaldýk. Sabah bir general geldi, bizi dizip saydý. Sonra, askerlerle birlikte ikiþerli, üçerli veya beþerli ayýrdýlar, grup grup götürmeye baþladýlar. Sonradan öðrendiðime göre, general, Lipova Kalesi'nden çýkan Müslümanlarýn subay, varlýklý, genç, çocuk, kýz ve kadýnlarýnýn tamamýný esir etmiþ, geri kalan yüz kadar fakir, yaþlý erkek ve kadýnlarý arabalara yükletip Temeþvar tarafýna göndermiþti. O kadar çok esir ele geçirmiþlerdi ki generallerden binbaþýlara; hatta bayrak kethüdasýna varýncaya kadar bütün rütbeli subaylara en az birer esir düþmüþtü.Ben Yanovalý biriyle beraberdim. Avusturyalý bir asker bizi alarak bir çadýra götürdü. Çadýrda iki subay vardý. Bunlar Prens Louis[5] adlý generalin piyade alayý subaylarýndanmýþ. Ýkisi de kethüda rütbesindeymiþ.

Çadýra girdikten sonra bir kenarda beklemeye baþladýk. Adamlar dikkatlice bizi incelediler, kýlýðýmýza, boyumuza posumuza baktýlar. Sonra da kendi aralarýnda tartýþmaya baþladýlar. Önce nedenini anlamamýþtýk ama kýsa zaman sonra öðrendik. Problem bizim paylaþýlmamýz konusundaymýþ. Tartýþmaya zar atarak son verdiler; böylece kavga son buldu, paylaþýlmýþ olduk.

[1] Temeþvar'ýn 58 km. kuzey doðusundadýr.

[2] Kadana: Sýrp ve Macar gönüllü süvarileri.

[3] Vire: anlaþarak bir kale veya müstahkem bir mevkiyi teslim etmek.

[4] Böylece Avusturyalýlarýn eline geçen Lipova, Timaþvar'a yönelik saldýrýlarýn üssü haline gelecektir. Bu nedenle Türk ordusu, 9 Eylül 1695 senesinde yeniden ele geçirerek ayakta kalmayý baþaran kýsýmlarýný da yýkýp kaleyi boþaltacaktýr.

[5] Baden Markgrafý Prens Louis. Metnin orijinalinde "Pirinç Luvi" þeklinde yazýlmýþtýr. Burada olduðu gibi, Almanca isimlerin tesbit edilebilenlerinin Almanca yazýlýþlarý kullanýldý.

kaynak: Sabah

Kazak Þenliði 'Sinemalar Derlemesi' 3-9 Aðustos'ta Los Angeles, DGA'de

CUMARTES�, HAZ�RAN 23, 2012

The Second "Kazakhstan Montage of Cinemas: Film & Cultural Festival" launches at the Directors Guild of America (DGA) in Los Angeles on Aug. 3 for a one-week celebration of Kazakh cinema and culture, including musicians.

The festival is a stellar opportunity for directors, producers, location scouts, and the general public to get an understanding and appreciation of this exotic locale without leaving home.

Sweeping from the Caspian Sea on its Russian border to the Altai Mountain range on the Chinese border, Kazakhstan has a rich nomadic history as well as a powerful current tapestry of cultures. Since gaining independence in 1991, the Central Asian Republic has embraced its remarkable filmmaking past that dates back to the 1930's, when Sergei Eisenstein made his classic “Ivan the Terrible” in this mystic land, and has even given rise to several "New Wave" movements.

Opening night on Aug. 3rd begins with a reception at 7 pm, and includes a program of live entertainment until 11 pm, at the DGA Theater.

Sponsored by Kazakh Geographic Society (KazGeo.kz ), helixfilmsinc.com , the Embassy of the Republic of Kazakhstan, and the Honorary Consulate of Kazakhstan in Los Angeles, the festival includes Advisory Board Members Steven-Charles Jaffe (GHOST, K19), David Marconi (Screenwriter, ENEMY OF THE STATE), and Ambassador Erlan Idrissov.

Tickets cost $10 (including free parking) can be purchased from the festival’s website. "Kazakhstan Montage of Cinemas: Film & Cultural Festival 2012" will be held Aug. 3 - 9 at the Directors Guild of America on 7920 Sunset Blvd in Los Angeles, California

For more information, please see www.kazakhfestival.com - KazakhFilmFestLA@gmail.com

Kaynak : HelixFilmsInc.com

65. Cannes Film Þenliði'nde en iyi Kýsa Film 'Sessiz' (Be Deng) seçildi.

PAZAR, MAYIS 27, 2012

65. Cannes Film Festivali kapanýþ töreninde Ýlk Altýn Palmiye Kýsa Film dalýnda verildi.

En Ýyi Kýsa Film ödülünü 'Sessiz' filmiyle Rezan Yeþilbaþ kazandý.

DÝYARBAKIR'DA ÇEKÝLDÝ
Belçim Bilgin ve Cem Bender'in baþrollerinde olduðu, daha önce Akbank Kýsa Film yarýþmasýnda en iyi film ödülü de alan film, Kültür ve Turizm Bakanlýðý Sinema Müdürlüðü'nün desteðiyle Diyarbakýr'da çekildi.

'Sessiz' Cannes'da kýsa film kategorisinde bugüne dek Türkiye'den yarýþan dördüncü film. Bundan önce Koza filmi ile Nuri Bilge Ceylan, Kýyýda filmiyle Ebru Ceylan ve Poyraz filmiyle Belma Baþ festivalin yarýþmalý bölümüne seçilmiþti. 1939 yýlýndan bu yana Cannes'da uzun metraj kategorisinde yarýþan ve baþarý elde eden toplam yedi filmimizin yönetmenleri, Yýlmaz Güney, Nuri Bilge Ceylan ve Fatih Akýn olmuþtu.

Kaynak : www.ensonhaber.com

Di�er Haberler

Efsane Filmi'deki Türk Lokumu

BÜCHER UND POLITIK: Literatur im Minenfeld

Black Hawk Down: VFX and Postproduction. Interview with Olçun Tan

5. Türkçe ve Sahne Sanatlarý Yarýþmasý

Elimizdeki Birkaçý

Shorts Awards Altýn Portakal'a

1. Los Angeles Türk Film Þenliði tarihi Mýsýrlý Sinemasý'nda

Holivut’un fethi

Ömer Faruk Tekbilek ile Yasmin Levy Toronto'da konser verdi

Can, Sundance'de Seyirci Ödülü aldý

1. Los Angeles Türk Film Þenliði 1 Mart'ta Baþlýyor

Ýstanbul modern'deki 'Hayal ve Hakikat' sergisi New York Times'ta

Sýra dýþý bir roman ‘’Provokatör, Paranýn Olmadýðý Gün’’

ABD’den Antalya Müzesi'nde sergilenmek üzere getirilen 'Yorgun Herakles'i 35 bin kiþi ziyaret etti.

Emre Arolat Architects’e Dünya Mimarlýk Festivali’nde “Highly Commended” ödülü

Raþit Çelikezer’in yönettiði 'Can' Sundance Film Festivali'nde

Twenty7'nin 2. Müzik Klibi 'No Chemical Love'

Semih Tareen Film Müziði Albümü Tüm Marketlerde

WORLD'S TALLEST MAN-Sultan Kösen'in belgeseli at Bel Air Film Þenliði'nde

'Direk Aþk'a Amerika'dan iki ödül

Cenk Uygur: Sesimi Kýsmaya Çalýþtýlar

Graffiti Festivali, 24 Temmuz Pazar günü Taksim Gezi Parký'nda!

Direk Aþk'a Accolade'den Ödül

Sinem Bodrum'da söyleyecek

Kazým Mirþan ve Erken Türk Tarihi finalde!

Kazak Film Þenliði

Türk Pasaportu bir Belgesel

Sinem Saniye Los Angeles'de Japonya icin cok ozel konser verecek

Anzaklar ve Türkler ABC'de

Hakan Günday DilDile'de

Cannes'da Türk Kýsa Filmleri

DÝREK AÞK bir Ýrem Altuð fikri

Alex Demir Interview on TRT

Kendini Türk hisseden ‘Cavad Han’ filmini izlesin

Cengiz Aytmatov Film Günleri

Atatürk aþký Broadway'de

Almanya’da 'Kurtlar Vadisi Filistin' yasaklandý

Resmine Atis'in Fortunate Sons filmine açýk mektubu

Altýn Türk Ödülleri Oylamasý

Türk Sanatçýlar SOFA 2011 Sanat Sergisi'nde

Fatih Akýn'a Onur Ödülü

"Simyacý'nýn Hikayeleri"

'Ýlahi adalet yerini buldu' Ali Sunal, mutluluktan uçuyor...

HOMELAND-VATAN-Bir Kýbrýs Belgeseli

Türk sinemasý rekor peþinde

Twenty7 Müzik Vidyo

Londra Türk Filim Þenliði

'Türk Sinemasý' mý demiþtiniz?

47. Altýn Portakal Sinema Ödülleri

Toronto'da 'Yaþasýn! Ýstanbul' nidasý 35. Toronto Film Festivali'nde on beþ Türk filmi gösterilecek

rif Mardin belgeseli Los Angeles'ta

Los Angeles’ta bir "Aðrý" Hikayesi

Tribeca'da Sibel Kekilli'nin oyandýðý 2 filim ödül, Ferzan Özpetek'in filmi de 1 ödülle þenliðe Türk imzasý attýlar

Ýsmail Cem Televizyon Ödülleri sahiplerini buldu

Güney Doðu Avrupa Filim Þenliði 2010 Los Angeles'ta gerçekleþiyor

TARKANI KÝM HATIRLAYACAK YETENEK KORKU VE GENÇLÝK

‘The Pacific’e konu olan Ýzmir yangýný diziden çýkarýldý

TÜRK-ERMENÝ ÝLÝÞKÝLERÝNÝ KONU ALAN FÝLM FRANSA'DA VÝZYONA GÝRDÝ

'Büyük Oyun' San Francisco'daki þenlikte 'En Ýyi Film' ödülüne layýk görüldü

Yunanistan'ýn Eurovision þarkýsýna kemençe tepkisi

"9. Boston Türk Film ve Müzik Festivali" Yeþim Ustaoðlu'nun Pandora'nýn Kutusu filmiyle baþlayacak.

Türk filmlerinin Avrupa'daki tanýtýmý açýsýndan önem taþýyan Amsterdam Türk Fiilmleri Þenliði baþlýyor

Ünlü müzisyen ve yapýmcýnýn belgeseli Ýstanbul Filim Þenliði'nde gösterilecek

Sinem'in A.B.D. gezisi 2 gün sonra baþlýyor

Runaway Yapým bu yapýmýn yýldýzý

BAL Altýn Ayý'yý Aldý!

KELIN, OSKARLAR'DA SON ELEMEYE ALINDI

"Sinem'in 'Aþký Yunan nefretini Yendi"

New York’taki filim þenliðinden 4 Türk'e ödül

Kutluð Ataman'ýn Köln çýkarmasý

NEFES'in korsaný neden çýkmýyor?

MTV AMÖ 2009 - MaNga EN ÝYÝ AVRUPALI SANATÇI SEÇÝLDÝ

Dahi: Aydýn Esen

Kazakistanlý Uygur Sanatçý Ahmet Can AHAT davetiyesi

‘Ayrýlýk’a Filistin’den de tepki

Nuri Bilge Ceylan’a Büyük Ödül

Nefes rekor kýrdý

Kazak filmi KELIN Oskar aday adayý

Kültür baþkenti yaðmasý!

AYRILIK dizisine Ýsrail ayarý

Halit Refið hayatýný kaybetti

Ebru TV wins three Emmy awards

'Güneþi Gördüm' Oskar aday adayý

Selçuk Öksüzoðlu'nun yeni belgeseli: "The Turkish Musician"

Fatih Akýn'a "Soul Kitchen" ile Jüri Özel Ödülü

L.A. Times Cherien Dabis Söyleþisini ve

Yönetmen Greyson’dan Ýsrail’e protesto

Sinem Saniye MTV Söyleþisi

Stockholm'da Yaþayan Türk Yazar Önder Bir Hint Yayýncýyla Anlaþma Ýmzaladý

Issýz Adam'a A.B.D.'den Ödül

"ÇÝZGÝ ROMAN SEVÝN!" yönetmen Ertuð Tüfekçioðlu ile söyleþi

'DIG COMICS' Kýsa Belgesel Gelecek Filim Þenliði Gösterimleri

Comic-Con 2009: CCI-IFF Ödülleri-DIG COMICS En Ýyi Belgesel

Ankara'dan Hollywood'a!

EN ÝYÝSÝ, YEGANE, KRAL

Türkiye'nin sesleri New York'ta

Dig Comics Dünya Gösterimi San Diego Comic-Con Uluslararasý Film Þenliði'nde

Türk müzikali ilk defa Broadway'de

Beyond belonging lll Almancý ! Tiyatro ve Film Þenliði

Turkla.com'dan fotografçýlýk ve fotoþop çalýþtayý

The Guardian: Ývedik'e dikkat!

Kurtlar Vadisi'nden bir film daha

Jennifer Fontaine

3. TÜRK KLASÝK MÜZÝÐÝ ÇALIÞTAYI

Cannes Film Festivalinde ’’Türk Gecesi’’

Türkiye'de deneklere rüþvet

"Devrim Arabalarý"na Monaco’da ödül

Altýn Koza jury announced

SESSÝZ GÖSTERÝ

Malkovich’e "Sinema Onur Ödülü"

Orta Doðu Gümbür Gümbür

Ödüllü Yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ýn filmi Los 27 Mart'ta Los Angeles'da gösterimde

Güneþi Gördüm by Mahsun Kýrmýzýgül

En Geniþ Alanda Düzenlenen Türk Þenliði

BASIN DUYURUSU, BLUEMASK PRODUCTION, Mart 2009

AYÇA ERSOY'UN RENK DÜNYASI

Türk Rakçý, Kutsal, 26 Mart'ta,

Sinem Saniye Müzik Klibi

Ývedik 2’ye Alman basýnýndan büyük övgü!

Kurtlar Vadisi’nin yayýn tarihi belli oldu

"Üç Maymun" pýt pýtý biraz bol ahlaki çöküntüyü anlatan bir hikaye

Türk tarihinin karanlýðýna ýþýk tutan filim

Broken Windows þimdi DVD'de

'Recep Ývedik 2' Almanya’da da rekor kýrdý

Türk Film Bestecisine Amerika’dan Üçüncü Kez En Ýyi Film Müziði Ödülü

ÝST/West EL CID'de

Recep Ývedik 2’den tüm zamanlarýn rekoru

Aþkýn Özcan'ýn " THE MINI-SUBMARINE " adlý romaný çýktý!

"Are We In Love!" - Müzik Klibi Kutlamasý

"My Rumi Valentine"

Kendi sinemasýný en çok sevenler Türkler

Güz Sancýsý’nýn baþrolünde James Bond olmalýydý

Gradient Effects Takýmý, Gnarls Barkley Klibi için Visual Effects Society Ödülüne Aday

A.R.O.G hasýlat rekoru kýrdý

CAFAM ile SoCiArts Yapým Sunar

ADA

'3 Maymun’dan dev adým

Gradient Effects Sundance için 2 film bitirdi

Holivud'daki Araplar ve Müslümanlar

THY için geliyor

New York'ta Ýdil Biret konseri

PANDORA’NIN KUTUSU 23 Ocak 2009’da sinemalarda

Sonbahar dizisi ekibi kaza yaptý: 2 ölü

"Üç Maymun" Palm Springs Filim Þenliði’nde

Toronto Evrenkenti mezunu Türk 6. Kitabýný Yayýnladý

Suriye’de "Türk Filmleri Þenliði"

Karagöz, Türk-Amerikan Televizyonu'nda

MUSTAFA MISTIK!

6-7 Eylül sancýsý beyazperde

Filim Eleþtirmenlerine Ölüm! Yaþasýn Þöhretler Alemi!

Dostum Pasifik Imza Gunu Westwood'da

Özpetek’in filmleri New York’ta

Warner Bros’tan Türk’lere: Fuck off ve fuck you!

Nuri Bilge Ceylan Asya-Pasifik Sinema Ödülleri'nde En Ýyi Yönetmen ve 3 Maymun Söyleþisi

Sedef Erken: We need a Musician's Union

Neden sponsor bulamadý?

Uluslararasý Hollywood Öðrenci Film Þenliði'nde 3 Türk Filmine, 3 Ödül

Emre Aydýn, "Avrupa’nýn En Ýyi Sanatçýsý"

Türkçesi Varken

Türk filmine korku Oscar'ý

3 Türk filmi Uluslararasý Hollywood Öðrenci Film Þenliði'nde

Son Buluþma

Türk filmleri Asya’daki yolculuðunu sürdürüyor

Müzik medyasýnýn deðiþmesi lazým

Turkish Kasbah

"Altýn Ýstiridye", "Pandora’nýn Kutusu"nun

New York Türk Filim Þenliði Gösterim Çizelgesi

Jennifer Fontaine Haberleri

'Filmmaking is my sickness, success is my painkiller'

ÜNLÜ SÝHÝRBAZ KUBÝLAY QB TUNÇER LAS VEGAS'TA

mustafa

Serdar Burhan Kalsýn American Carol'da

Ali Taran'a göre Türkiye reklamý

Gradient Effects-Olçun Tan ve Gnarls Barkley'nin Kalbine Þarký Söyletti

Sinem ve Alper Turkish-American Hour'da

Bükreþ Film Festivali'nde Türk sinemasýna 3 birincilik

Amerika Dans Festivali'nde tanýdýk bir koreograf: Aydýn Teker

Doðukan Manço ile geçmiþten bugüne yolculuk...

New York'ta Türk Sinemasý Oturumu

Türk Sinemasý'nýn A.B.D. çýkartmasý

Benim yalnýz ve güzel ülkem

Hollywood'taki Türkler `Body Of Lies' filminde

Ceylan’a En Ýyi Yönetmen' Ödülü

'Üç Maymun' Cannes'te Altýn Palmiye yarýþýnda

The Second Venice-2. Venedik

Hüseyin Karabey'e Tribeca'da En Ýyi Kurmaca Yönetmeni Ödülü

TIE Etkinlikleri Basýnda: TÜRKLER, ABD FÝLM SEKTÖRÜNE EL ATTI

DOCU TURK TÜRK BELGESEL GÖSTERÝMÝ 2008, Los AngeleS

Türk belgeselleri New York'ta esti

New York'taki Carnegie Hall'da Osmanlý-Türk Müziði Dinletisi

Wexler, Fontaine sketch Clowns

DUMAN 2008 A.B.D. KONSERLERÝ

Ýþte yeni Atatürk

Sinem Saniye'nin ilk L.A. konseri

ÝNSANÝty sanat sergisi - Beliz Ýristay

TRT 1915 Ermeni Olaylarý Dizisi Çektirecek

Özgürlükler ve Demokrasi Ülkesi A.B.D.

Ertuð Tüfekçioðlu'nun söyleþisi Ebru TV'de

Halk ozaný Aþýk Veysel anýlýyor

Ýstanbul

"Shake It Baby!" written by Aþkýn Özcan

Giovanni Scognamillo: “Sanatçý deðil, zanaatçýyým.”

Bayrampaþa filmi belgesel gibi oldu

'Kýsa Filmciler Ödül Avcýlýðý Yapýyor!'

120 Bakan'dan tam not aldý

Cem Yýlmaz'lý GÝTT adlý OPET reklam kampanyasýna ödül

Alex Demir Turkish Hour'da

Guinness'e girdi ama kendine bir ev alamadý

Kazakistan Oskar'a Aday

When I Don't Sleep... çýktý

Say'ýn ödülünü babasý aldý

Gülsin Onay Kremlin'de

Kýsa filmin tarihine imza atan usta

Recep Ývedik 22 Þubat'ta Sinemalarda

Bir Türk Köyünde Doða Ana'nýn Kanunlarý'na Gençlik Dolu Bir Uyanýþ

Corc Vaþingtýn Evrenkenti belgeselcilere burs veriyor

'Made In Europe' yakýnda sinemalarda

HÝPHOPÝSTAN En Ýyi 10 Hip Hop Filmi Arasýnda

HÝPHOPÝSTAN En Ýyi Kýsa Belgesel Ödülü Kazandý

Nihat Genç anlatýyor...

'Sinema Sinemadýr' kardeþim!

Türk sinemasý 2007'ye rekorla veda ediyor.

Mehmet Akif Ersoy 20 Aralýk 1873, Ýstanbul – ö. 27 Aralýk 1936, Ýstanbul

Alex Demir 'Arkanýzda belli bir güç yoksa tutunmanýz imkansýz'

Öpüþürsen Yuðtub'a düþersin tabi

TÜRK ASILLI AMERÝKALI OYUNCU ALEX DEMÝR ÝLE NEW YORK’TA ‘HOLLYWOOD SOHBETLERÝ'

Akýn'ýn 2 Köküne Olan Baðlýlýðý Filimlerine Yansýyor

Gencebay: 'Yunanlar bizim akrabamýz olabilir'

Köln'de Türk Filim Þenliði

Seda Aybay'ýn "Ýstanbul Hatýralarý" by Kybele Dans Tiyatrosu'nda

Sema Gösterisi, 17 Aralýk Pazartesi, Royce Hall'da

Louvre Müzesi'nde Türk esintisi

Fransa'da Türk Sinema Günleri

3 gurbetçi Türk'ten yeni bir oyun 'Crysis'

Hollywood'da Kürdistan siyaseti ve Türk Düþmanlýðý

ÝZ, AVRUPA'NIN EN ÝYÝ BELGESEL KANALI SEÇÝLDÝ

Lev Yýlmaz'ýn

Sertab'ýn Ýngilizce Türküsü protesto edildi

Orta Asya'nýn Kutsal Sesleri

'Saklý Yüzler' Gösterimi

Justin McCarthy Ebru TV'de

Türk Filmi - þiir

'Kurtuluþ Savaþý filmi çekeceðim'

Leslie Bates-Büyüktürkoðlu'ndan

Amerika'yý inlettiler

Ýlköðretim Okulu Öðrencilerinden Ermeni Katliamý Belgeseli

MUSEREVIEW - Aðustos, Eylül, Ekim 2007 Þairleri

"Þimdi Türküm demek hoþuma gidiyor"

Asya Pasifik Sinema Ödülleri'nde TAKVA 3 dalda aday

Hayko Cepkin'in Ýzmir Konseri

Kýbrýs Uluslararasý Kýsa Film Þenliði

'Takva'nýn yönetmeni Özer Kýzýltan 'European Discovery 2007'ye aday gösterildi

"Ýklimler" 27 Eylül'den Ýtibaren Almanya'da Sinemalarda

Türk Rak Topluluðu mor ve ötesi Kasým'da ABD'nin Batý Yakasýnda 2 konser vermeðe Geliyor

"Yaþamýn Kýyýsýnda" Almanya'nýn Oscar adayý

Jeff Treves' new work on CG Society

Goran Bregoviç ilk kez 29 Eylül'de Ankara'da!

"Yumurta" Avrupa'nýn en iyisine 12 dalda aday

New York'ta Zeki Demirkubuz filmleri gösterimi

Ýstanbul ÞÝMDÝ Viyana-Einladung zur Vernissage am 13 Eylül'de

Barýþ Günü'nde Türk-Ermeni kardeþliði

3. Uluslararasý Avrasya Filim Þenliði Ang Lee ile baþlýyor

'Takva' Saraybosna'da en iyi film seçildi

Mevlana filmi Konya'da çekilecek

A Play "Calling In Love" World premier opens on 8.17.07 Friday

'Kurtlar' güldürü yapacak

TRT'nin Holivud ataðý

1. Sevim Tanürek Þarký Yarýþmasý

Atatürk'ün hayatý çizgi romanda

Türk Müziði Avrupa'da neden Dinlenmiyor?

Fatih Akýn'dan Trabzonspor belgeseli...

Altýn Portakal'dan Türk sinemasýna yeni destek

THE SECOND VENICE - by Askin OZCAN

Türkiye bu iki reklamý konuþuyor!

4 Temmuz Zafer Bayramý

Kemal Sunal kabri baþýnda anýldý

’Uzak’ 1000 film listesinde

Türk kültürü Disneyland yolcusu

Kýrýk Melek baþladý

Photograph exhibition titled “Ýstanbul Armenians”

Beþ Vakit (Times and Winds) 2007 Los Angeles Filim Þenliði'nde

Yener Korkut on TRT

"Anadolulu" adlý kýsa filim 8 Haziran'da USC'de

Türk Yönetmen Þahin'in History Channel'daki 'CITIES OF THE UNDERWORLD' belgeseli seyredilme rekoru kýrýyor

Fatih Akýn Kan 2007'deki baþarýsý

Clementine Feature Set Up in Türkiye

Muses Prize - Poetry to Askin Ozcan

"Anadolulu" Robert Zemeckis Dijital Sanatlar Merkezi'nde gosterilecek

Müslüman Kimliðinin Amerikan Televizyonundaki Yeri adlý oturum Beverly Hills'de gerçekleþecek.

Mondo Macabro'nun Gözde Türk Sinemasý Belgeseli

ATIF YILMAZ’ý saygýyla anýyoruz

Kars'ta Film Cekmeye Ne Dersiniz?

Alex Demir Ebru TV'de

IKI KIZ Los Angeles'daki Güneydogu Avrupa Film Senligi'nde

ON PBS: American Masters: Atlantic Records: The House That Ahmet Built

ARMENIAN REVOLT 1894-1920 - SCREENING ON 25TH

18. Türk Film Günleri Münih'de baþlýyor

John Lennon Beste Yarýþmasýný Sinem Kazandý.

The Midday Express: Repairing the Turkish image via movies

Salih Memecan, JibJab'la beraber 'Siyasal Yergi'de

Dondurmam Gaymak'a HBO Uluslararasý Güldürü Filimleri Þöleni'nden Ödül

Mennan Yapo - Önsezi

Mevleviler Güney Kaliforniya'da!

ÝSTANBUL KLASÝK TÜRK MÜZÝÐÝ KAMPI

Leslie Bates Büyüktürkoðlu'nun yeni Turkla.com makalesi

The Sultans of Satire: Middle East Comic Relief

Turkey battles genocide claims in Hollywood

Alinur Geceyarýsý Expresi gerçeðini belgeledi

Turkish Comedian Gülden Performs in Middle East Comic Relief, Jan. 27!

Türk sinemasýndan kovboy filmi

HOKKABAZ Irvine'da

'Çince söylesin daha çok insana hitap eder'

Yeþilçam Hollywood’u bitirdi

Türk Sinemasý'nýn yükseliþi...

Yüksel Aksu anlatýyor

Fatih Akýn ve son filmi

"Anti-Jewish" Turkish film pulled from US theaters

Kime niyet kime Euroimages

BAYRAMPAÞA CEZAEVÝ FÝLÝM ÞENLÝÐÝ

Dondurmam Gaymak Oskar adaylýðýna bir adým daha yaklaþtý

YA TUTARSA? ve GÖNLÜMÜN ÝSÝ (WELL SOOTED) Boston Türk Filim Þenliði'nde

Türk Hattatçýlýk Sanatý

Uneasy Ottomans-LA Weekly

Resmine Atis, Tom Sizemore ve Edward James Olmos ile SPLINTER'da baþrolde

Turquoise

ifremi unuttum