yeni yelik - forum - iletiim - reklam - english
  ara
ANASAYFA
HAKKIMIZDA
UYELER
KOSE YAZARI
HABERLER
BAGLANTILAR

'Kýsa Filmciler Ödül Avcýlýðý Yapýyor!'

PAZARTES�, �UBAT 25, 2008

'Arkadaþý 2004 yýlýndaki festivalde bir filmiyle görüyoruz. Ne hoþ diyoruz, seyrediyoruz. 2004 yýlý boyunca düzenlenen bütün yarýþmalarda o arkadaþ yine var! 2005 yýlýna giriyoruz, ayný arkadaþ yine çýkýyor karþýmýza. Paranýn tadýný almýþ, ödülün tadýný almýþ. 2006 yýlýna giriyoruz, ‘son üç yýl içinde çekmiþ olmasý kaydýyla’ girilebilen yarýþmada yine ayný arkadaþý, ayný filmiyle görüyoruz. 2007’de o arkadaþýmýz ayný filmle saðda solda ödül kapma derdinde. 2008’de jüri üyesi olduðum bir yarýþmada dayanamýyorum ve ‘ben artýk bu adamý görmek istemiyorum’ diyorum.'

Ali Murat Güven, Yeni Þafak Gazetesi’nin sinema eleþtirmeni. Ayný zamanda gazetenin sinema editörü de olan Güven’in yazýlarý sinema camiasýnda dikkatle takip ediliyor. Çok sayýda polemiðin ateþini fitilleyen yazar, kendisine has üslubu ile yazdýðý yazýlarýyla hayli ses getiriyor. Türkiye’de Kýsa film üzerine yaptýðý çalýþmalarýyla da tanýnan Ali Murat Güven’i ofisinde ziyaret ettik, kendisiyle Kýsa Film ve gençler üzerine konuþtuk.

Malumunuz sinemaya giden kitlenin ezici çoðunluðu gençlerden oluþuyor. Yapýlan birçok araþtýrmanýn sonucu da bu gerçeði teyit etti. Þu soruyla konuyu açmak istiyorum; Sizce gençler sinemaya neden gidiyor?

Sinemaya 1895’lerde, Paris’te ilk icat edilip Lumiere Kardeþler’in düzenlediði ilk paralý gösteriden bu yana, gençlerin ilgisi hep olmuþtur. Bütün zamanlarýn istatistikleri bunu doðrular. Çünkü sinema teknolojik bir gösteridir. Ve gençler teknolojik yenilikleri takip etmeyi her çaðda sevmiþlerdir. Bunun dýþýnda, alt okumalarýný yapmanýn insanlarý zorladýðý aðýr sanatlar var. Yani kiþiden çok emek isteyen sanatlar. Söz gelimi edebiyat; Bir romaný okumak, hazmetmek, kafada analizini yapmak ve bir tat alabilmek için o roman üzerinde yoðun bir emek sarf ediyorsunuz. Ayný þekilde opera, bale, tiyatro emek gerektiren sanatlar. Mesai harcýyorsunuz, gösteri salonuna gidiyorsunuz, bilet alýyorsunuz, oraya gitmek için bir takým baþka harcamalar yapýyorsunuz ve bunun karþýlýðýnda sizden bu gösterilerden bir þeyler çýkarmanýz isteniyoruz. Beethoven dinliyorsunuz örneðin. Bunlarýn bir ön hazýrlýðý lazým. Yani bir entelektüel birikim gerekiyor bunu dinlemek için. Altyapý gerekiyor. Bu konuyla ilgili gerekli altyapýyý edinip, o eserde anlatýlan mesajý bulup çýkarmanýz lazým. Bunu yaparken keyif almanýz için entelektüel bir birikime sahip olmanýz gerekiyor. Ýþte sinemada buna ihtiyaç yok. Yani yedinci sanat, sanatlarýn en genci ve hepsinin bileþkesi olan sinemada bu kadar yoðun bir entelektüelliðe ve emeðe gerek yok. Bir anlatý var perdede. Eðer bu arthaus film deðilse, çok zorlayýcý ve yoðun bir tekniði benimsememiþse, böyle bir yönetmenin elinden çýkmamýþsa tipik, dünya üzerindeki herkesin anlayabileceði bir tarzda çekilmiþ, baþlangýcý, geliþmesi ve sonucu olan bir öyküyse seyircileri zorlamýyor. Draje halinde, tüketilebilen kolay bir sanat. Ama her zaman böyle midir, bu tartýþýlýr. Sinema ara sýra sanatlaþabilen bir endüstridir. Gençler sinemaya bu derinlikli, sanatsal düzlemde yakýn deðiller. Yani bir pop nesnesi olarak sinema revaçtadýr. Güzel kýzlar, yakýþýklý erkekler, dinamik bir kurgu, hareketli bir müzik, çok anlaþýlýr bir öykü, iyilerin kazandýðý, kötülerin kaybettiði, gençlerin mutlu hayatlara doðru yelken açtýðý filmlere giderler. Yani istatistiklerin bir adým ötesine geçtiðinizde bunu görürsünüz. Gençler sinemaya gidenlerin büyük bir bölümünü teþkil ediyor ama sinemada izledikleri filmlerin ne kadarý arthaus filmler, ne kadarý geleceðe miras býrakýlacak türen ve ne kadarý popcorn filmler? Ýþte buraya indiðimizde izlenilen filmlerin çok büyük bir kýsmýnýn popcorn tarzý filmler olduðunu görürüz. Hiç kimse sanat filmi izlemek istediðinde Apocalypto Now’u, seyretmiyor. Daha kolay hazmedilebilecek bir savaþ filmi seyrediyor. Bu bakýmdan, gençliðin teknolojik aygýtlara, kendisini fazlaca yormayan yapýmlara ilgi duyduðunu görüyoruz. Nihayetinde sinema genç bir sanat, gençlerin ruhuna uygun bir sanat. Tüketimi pratik, algýsý kolay. Sinema sanatlar arsýnda hamburger gibidir.

Peki, sinema ve gençlik birbiriyle nasýl bir alýþ veriþ içinde? Mesela bu iliþkiyi hangi etkenler belirliyor?

1934’te, It Happened One Night (Bir Gecede Oldu Bitti) Clark Gable’ýn bir filmi gösterilir. Filmin bir sahnesinde, baþroldeki kahramanýmýz gömleðini çýkartýr. Atlet veya fanila giymediði ortaya çýkar. Ertesi yýl ABD’de yüzlerce iç çamaþýr firmasý iflas eder. Çünkü gençler bir trend olarak gömleði atlet olmadan, giymeye baþladýlar. 1978’de The Deer Hunter (Avcý ) gösterime girdiði zaman Amerika’dan Rusya’ya, düzinelerce ülkede, düzinelerce genç ‘Rus Ruleti’ oynarken hayatýný kaybetti. ‘Superman’ 1978’de gösterime girdiðinde, bir çok çocuk ve genç pencereden kendilerini atarak uçmayý denedi. Kimi öldü, kimi sakat kaldý. Gençlerin ruh dünyasýný kolay etki edebilen, onlarýn damarlarýna bir sývý gibi rahatça girip yayýlabilen bir niteliði var sinemanýn. Sinemacýlar bunun hep farkýnda oldular. Sinema tarihinde ana akým olarak eriþkin sinemasý akarken, her zaman yan taraftan önemli bir kol olarak gençliði hedefleyen, onlarý tavlamayý, sinema salonlarýna çekmeyi amaçlayan bir gençlik sinemasý hep oldu. Karþý cinse hissedilen ama ifade edilemeyen bazý þeylerin perde üzerinde ifade edilmesi, hýz, aþk, romantizm ve acý. Sorarým, bu ülkede çocukluðunda ve ilk gençliðinde Uzakdoðu karate, Kung Fu, Bruc Lee filmleri izledikten sonra, sinemanýn kapýsýndan çýktýktan sonra fuayede karate hareketleri yapmayan bir tek çocuk olmuþ mudur? Ýster Aðrý’daki döküntü bir sinemada olsun, ister Ýstanbul’da, Beyaz Türklerin yaþadýðý en kaliteli sinemanýn fuayesinde olsun. Bu genç olmanýn doðasýyla ilgili bir þey. Hepimiz bir dönem Clark Gable, Bruc Lee v.b kahramanlara büründük. (Þimdilerde) Kenan Ýmirzalýoðlu, Polat Alemdað olanlar var. Sinemacýlar bunu bilirler. Bunu kimi zaman ayarýnda, kimi zaman da suistimal düzeyinde kullanýyorlar. Ben, ülkemizde sinema üzerinde yazýp çizen, düþünen, bir zamanlar kendi de çocuk ve genç olmuþ, büyük kentte doðmuþ büyümüþ bir kuþaðýn üyesi, sinema yazarlarý ailesinin bir üyesi olarak, doðru bir tarafta durmaya çalýþýyorum. Bütün derdim þu; Gençlerin bu kadar edilgen bir kimlikle önlerine konulan her þeyi bitmez tükenmez bir iþtahla takip ettikleri bir sinema beðenisi deðil, iki-üç filtreden geçmiþ, 'bu benim hayatýmda hangi boþluðu doldurdu, babamýn bana verdiði, ya da maaþýmdan ayýrdýðým parayý karþýlayacak ne verdi?’ sorularýný sorduracak bilincin geliþmesine katkýda bulunmak. Orta halli sinemalarda biletler 12-13 YTL. 25 YTL olan yerler var. ABD’de bugün sinema biletleri 8 dolar. Yani 10-11 YTL civarý. Biz birey olarak, sinemaya harcanan parayla dünyanýn pahalý ülkelerinden biriyiz. Dolayýsýyla sinema eleþtirmeni olarak sinemaya gidenler ve özellikle de gençlere karþý vicdani ve ahlaki bir sorumluluðum var. Onlara bir süzgeç görevi görmek zorundayým. Zamanlarýný ziyan-zebil etmemelerini saðlamak, onlarý yapýcý yönlendirmek zorundayým. Gitmeleri gerektiðine inandýðým filmlere gidin, sanatsal ve içerik açýsýndan nitelik taþýmayan filmlere de gitmeyin diyen bir hakemim.

Sinema sektörünü yönetenler gençler konusunda yeterince hassaslar mý? Böyle bir sorumluluk bilinci taþýyorlar mý?

Hiçbir þekilde düþünmediklerinden eminim. Onlarý biz düþüneceðiz. Yani sinema üzerine düþünen, taþýnan, yazan, kitaplar yayýnlayanlar olarak iþin bu tarafýný biz düþüneceðiz. Sinemayý ve sinemaya gidenleri düþünmesi gerekenler sinema aydýnlarýdýr. Sinema iþletmecileri aydýn deðil, tüccardýrlar. Kendilerine göre çok haklýlar. Film yapýyorlar, dünyanýn masrafýný harcýyorlar ve 3 milyon dolar gibi bir parayý deyim yerindeyse, kediye yüklüyorlar. Sinema böyle bir þey iþte. 3 milyon dolarýnýz var. Repoya yatýrabilirsiniz. Yazlýk alabilirsiniz. 20 tane arabayý yan yana dizebilirsiniz. En lüks arabanýz olabilir. Ama siz 6 ay, bir yýl uðraþýyorsunuz, 3 milyon dolar gidiyor ve bakýyorsunuz masanýn üzerinde filmlerin sarýlý olduðu 3 tane makara var. Ne yaptýn 3 milyon dolarla? Bunu yaptým! Bir kere daha yapmanýz için yine paraya ihtiyacýnýz var. Sinemacýnýn sanatý düþünecek hali kalmýyor. Yönetmen sanatýný düþünür ama yapýmcý düþünmez. Burada iþ sinema eleþtirmenlerine düþüyor. Ýþte bu yüzden de eleþtirmenlerin yapýmcýlarla, þirketlerle göbek baðýnýn olmamasý lazým. Sinema þirketlerinin ilanlarýný, reklâmlarýný alan dergilerin iþi zordur mesela. Dispritör firma arka sayfaya ilan veriyor, siz içerde filmi kötülüyorsunuz. Ne yapýyor vicdanlý eleþtirmenler, filmle ilgili yorumsuz yazýlar, tanýtýmlar yapýyorlar. Bir ay sonra, film alacaðýný aldýktan, toplayacaðýný topladýktan sonra da eleþtirisini yaparlar. Bende durum biraz daha farklýdýr. Haftalýk olarak yazdýðým için filmin giþesini daha fazla etkileme imkâným var. Ben de bu sorumluluk bilinciyle yazýyorum yazacaklarýmý.

‘TÜRK SÝNEMASI ÖLMÜÞTÜ, SALASINI OKUYORDUK’

Türk sinemanýn hayli hareketli günler yaþadýðý bir dönemdeyiz. Bu hareketlilik içinde genç kuþak yönetmenlerin payý nedir sizce?

Þu anda popülarite olarak, giþe gelirleri olarak, zaman zaman da uluslar arasý ödüller olarak, bir ‘Yeni Türk Sinemasý’ndan söz ediyorsak (2008 yýlý itibariyle), özgüvenimiz çok yüksekse, ülkemizde ve uluslar arasý festivallerde þýk ve baþarýlý filmlerle karþýlaþýyorsak, bunlarýn sebebi bütünüyle genç kuþak yönetmenlerdir. 1990 yýlýna gelindiðinde Türk sinemasý ölmüþtü. Çok eski bir tarihten bahsetmiyoruz. O yýlda ben gazeteciydim ve sinemayla ilgili yazýyordum. Neden ölmüþtü? Bu ülkede bulunabilecek en güzel öykülerden birini çekti Orhan Oðuz (Manisa Tarzaný). Üç sinemada gösterime girdi film. Manisa Tarzaný ülkemizin en güzel, en hoþ olaylarýndan birisidir. Bu film ülke çapýnda 3-5 sinemada gösterim olanaðý buldu, bir hafta gösterimde kaldý ve kimse seyretmeden gösterimden kalktý. Yýlda bir iki film çekilir, bu filmler e yüzlerle ifade edilen biletler kesilirdi. Yani Türk sinemasý ölmüþtü, selâsýný okuyorduk. Benim yeni Türk sinemasýnýn miladý olarak kabul ettiðim yapým Mustafa Altýoklar’ýn çektiði ‘Ýstanbul Kanatlarýmýn Altýnda’ filmidir. Tarih 1995. Kendini duvardan duvara vurdu Mustafa Bey. Ýlk uçan Türk’ü anlatmasýna raðmen, Türk Hava Yollarý kendisine sponsor olmadý. Oraya buraya koþturdu, sonunda Ýspanyol bir yapýmcý buldu. Ve o döneme kadar hiç görmediðimiz güzellikte kostümler, efektler, eski Ýstanbul görüntüleri, alýþýk olmadýðýmýz tarzda yeniliklerin olduðu bir film yaptý. Ýyi oyuncular, uçan bir adam, masalsý bir atmosfer, hepimizi çok þaþýrttý. Haftalarca gösterimde kaldý. Çok beðenildi, eleþtirenler de oldu. Bazý kesimlerden ‘Padiþahlarýmýzý kötü gösteriyor, oðlancý gösteriyor’ eleþtirileri geldi. Zaten bu geleneksel, hiç bitmeyen bir eleþtiridir. Oysa bu da tarihimizin (maalesef) realitelerinden biridir. Kendimize karþý çok dürüst olmadýðýmýz için hemen böyle bir tepki gösteriyoruz. Oysa böyle bir gerçek var. Belki 4. Murat olamayabilir ama bir baþka padiþah ya da vezir için vardýr. Ne olursa olsun, bana göre yeni Türk sinemasýnýn doðduðu tarih bu filmin gösterildiði 1995 tarihidir.

Bu tarihi Yavuz Turgul’un ‘Eþkýya’sý ile baþlatanlar var.

Evet, Eþkýya sözünü ettiðimiz filmden hemen sonra gösterildi. Turgul da o dönemde yeni Türk sinemasý kuþaðýndan biri olarak tanýmlanýyordu. Çünkü 12 yýl öncesinden bahsediyoruz. Yavuz Turgul’la birlikte yepyeni bir dil, samimiyet, çok gerçekçi oyunculuklar geldi. Eski Türk sinemasýnýn tumturaklý, teatral, rol kesmeye dayalý bir yapýsý vardý. Duruþlar, konuþmalar, sinirlenmeler, gülmeler ve diðer her þey teatraldi. Ama yeni Türk sinemasýnda doðaçlama oyunculuk genç yönetmenler tarafýndan kýþkýrtýldý. Hemen arkasýndan Türk sinemasýný geliþtiren bir bomba daha patladý; Sesli Çekim. Biliyorsunuz eski Türk sinemasýnda, baþýný kaþýyacak vakit bulamayan Türk yýldýzlarý, sabah bir sete giderler, rollerini çok kabaca bilirler. Suflörler vardýr kenarda. Suflör okur, onlar tekrar ederdi. Çekimler sessizdi. Hollywood bunun adýný ta 1920’li yýllarda koymuþ ve bu tarzý men etmiþtir. Bu oyunculuðu bitiren bir þeydi. Ama þimdi sesli çekim var. Oyuncular senaryolarý alarak çalýþmaya, ezberlemeye baþladýlar. Kendi sesleriyle oynayacaklardý çünkü. Genç yönetmenlerin o doðaçlamayý kýþkýrtan, rol kesmek üzere deðil de, inanarak, kalben yapýlan oyunculuðu benimseyen yeni tarzý önce seyirciyi afallattý, sonra da sevdirdi. Önemli bir avantajý daha vardý genç kuþaðýn. Bu isimler arasýnda reklâmdan gelen kiþiler vardý. Biliyorsunuz reklâm sektörü Yeþilçam’ýn en döküntü yýllarýnda bile daha iyi bir durumdaydý. Çünkü banyosu daha iyiydi, daha iyi kameralarla çekilirdi. Sinemada yapýlamayan birçok teknik, reklâm sektöründe mevcuttu. Zaten reklâm sektörü bu açýdan Yeþilçam’ýn hep bir adým önünde gitmiþtir. Þimdi bu tekniði kapmýþ, bu teknolojinin nasýl çalýþtýðýný iyi bilen, görüntü yönetmenliði, yönetmenlik yapan isimler sinemaya geçtiler. O teknoloji ve görgüyü sinemaya taþýdýlar. Ve Yeþilçam, Yeþilçam olmaktan çýkmaya baþladý.

O halde yükselen Yeni Türk sinemasýnýn içinde yer alan genç kuþak kanattan deðil, Türk sinemasýný yenileyen ve yükselten bir genç lokomotiften söz etmemiz gerekiyor?

Evet, kesinlikle. Geldiler, ortalýðý darmadaðýn ettiler. Yeni bir sinema dili getirdiler. Yeni bir sinema teknolojisi, yeni bir sinema algýsý getirdiler. Ha, hiç mi yanlýþ yapmadýlar? Evet, yanlýþlar da yaptýlar. Biraz Moðollar gibi geldiler. Biliyorsunuz Moðollarýn biraz da yaðmacý tarafý vardýr. Mesela pop kültürü tarzý filmler de türettiler. Oysa biz aralarýndan bir Lütfi Akad, bir Metin Erksan da çýksýn istiyoruz. Sadece ‘Hýrsýz Var’, ‘Plajda’ gibi filmler deðil de biraz kendi Akad’larýný, Erksan’larýný, Memduh Ün’lerini de çýkarmasýný istiyoruz onlardan. Ticari sinema vardýr dediler, kabul ettik. Para kazanmalýyým ki ikinci filmimi yapayým dediler, kabul ettik. Ama biraz yapýmcýlara, kapitalist tüccarlara teslim olmuþ yapýlarý var. Biçimsel ve teknik açýdan sýnýf atlandý. Ama tam da entelektüellerini, sinema ozanlarýný çýkarmýþ deðil bu sinema. Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Semih Kaplanoðlu gibi isimlerle bir açýlým yapýldý.

Ama bu noktaya gelebilmeleri için zamana ihtiyaçlarý yok mu?

Evet, tabi ki zamanla gelinebilecek noktalar bunlar. Ümidimiz bu isimlerin artmasý ve niteliklerin de bununla birlikte geliþmesi, kalýcý hale gelmesi. Çünkü klasik Yeþilçam diyecek ki, ‘bizim filmlerimizde duygu vardý. Sizinkinde sadece hýz var. ‘Üç Tekerlekli Bisiklet’ gibi, ‘Gurbet Kuþlarý’ kuþlarý gibi bir film yapabildiniz mi? Evet, dökük siyah beyaz, çizik içinde, bazý sahneleri flu, biraz da oyuncularý rol kesiyordu ama insan duygusu yüklüydü bizim filmlerimizde. Ýnsan sýcaklýðý vardý. Sizin filmleriniz ise Mehmet Ali Erbil yüklü! Kakara kikiri, ho ho ho, argo, küfür… Bunlarý diyebilir kýdemliler. Ýþte genç kuþak yönetmenlerin köþe taþý diye tabir ettiðimiz filmler yapmasý gerekiyor. Yapmaya da baþladýlar bence.

KISA FÝLMCÝLER KÝRLENDÝ

Türkiye’de kýsa film denildiðinde akla ilk gelen isimlerdendiniz. Türkiye’de Kýsa Film’in durduðu yer konusunda neler söylersiniz?

Ben 1989 yýlýnda 8 mm ile 9 dakikalýk Pasif Direniþ adýný taþýyan bir kýsa filmle ÝFSAK Kýsa Film Yarýþmasý’na katýldýðýmda, o yýl bütün bir ülkeden ÝFSAK Kýsa Film Yarýþmasý’na katýlan film sayýsý 8’di. 4’e düþtüðü zamanlarý da hatýrlýyorum. Yani siz Ankara ve Ýstanbul’da bütün ülkeye duyuru yaparak bir kýsa film yarýþmasý düzenliyorsunuz, 4 filmin katýldýðý bir tablo ile karþýlaþýyorsunuz. Bunlarý yaþýnýz itibariyle hayal bile edemezsiniz. Ben o yarýþmada ‘Özendirme Ödülü’nü kazandým. Çok zorlandým çekerken. Video kameralar yok o zamanlar. En azýndan bizim kullanabileceðimiz video kamera yok. Nasýl ki az önce sözünü ettiðimiz genç kuþak sinema hareketi baþladý, onun gibi kýsa filmi de Türkiye’de þahlandýran birkaç neden var. Ýþte o yýllarda dünyadaki dijital devrimin Türkiye’ye yansýmalarý oldu. Küçük kameralar, 8 mm kamera ortaya çýktý, sonra dijital 8 mm kameralar, ardýndan Hi8. Bunlardan sonra Mini DV geldi. Görüntü kalitesi sürekli arttý. Sine vizyon aletleri ortaya çýktý. Dolayýsýyla küçücük kameralarla çekilen görüntüleri kocaman perdelere yansýtabilme olanaðý doðdu. Bu teknoloji geliþtikçe, Türkiye’de de sinemasal hareketlilik arttýkça, Türk filmleri seyirci tarafýndan ilgi gördükçe, buna ek olarak Türkiye’de eðitim veren Sinema-TV fakülte sayýsý arttýkça, film çekmenin ucuzlamasý, kameralarýn ucuzlamasý, kurgu programlarýnýn ev bilgisayarlarýna kadar inmesi, çok basit cihazlarla seslendirme yapýlabilmesiyle bütün dünyada olduðu gibi, Türkiye’de de kýsa filmi þaha kalktý. Yarýþmalar arttý, yarýþmalara katýlan filmlerin niteliði yükseldi. Gençlere deðer veren bir genç sinema ekolünün Türk sinemasýný etkisi altýna almasý, çok erken yaþlarda sinemayla ilgili hayati bilgileri okul ve setlerde öðrenebilmeleri, TV kanallarýnýn gençleri istihdam etmeleri bu süreci hýzlandýrdý. Kýsa filmlerle ilgili yayýnlar, yazýlar, filmler arttý. TV kanallarýnda yayýnlanan en saf ve katýksýz kýsa film programlardan birini de TV Net televizyonunda ben yapýyorum. Raiting arttýrmak için programa ilgili ilgisiz þeyler katmýyoruz. Kýsa filmle baþlýyor, kýsa filmle bitiyor. Gösterdiðimiz kýsa filmin telifini de ödüyoruz. Kýsacasý Kýsa Film Türkiye’de Rönesans’ýný yaþýyor.

Her þey güllük gülistanlýk gibi…

Aslýna bakarsanýz benim bu konuda keyfim çok yerinde. Ama bir þikâyetim var, o da þu; Bu iþ çok ticari olmaya baþladý. Ticari sinema biraz olsun. Ama sakin, aðýr akan hikâyeler, filmler de olsun. Bize bir þeyler anlatan, geleceðe bir miras býrakabileceðimiz filmler de yapýlsýn.

Yani Kýsa Film ciddi anlamda sektörleþecek mi Türkiye’de?

Bence sorun Kýsa filmin sektörleþip sektörleþememesi deðil. Þu an kýsa filmcilerin kirlenmesiyle karþý karþýyayýz. 2000 yýlýndan buyana 20’ye yakýn film festivalinde jüri üyesi ya da koordinatör oldum. Kýsa film dünyasýndan iki kuþaðý tanýrým. Son yýllarda kýsa film çeken arkadaþlarýn tutumlarýndan memnun deðilim. Bir zamanlar benim de amatör ruhum vardý, ben de kýsa filmciydim. Þöyle bir psikolojiye girdiler; Bakýyorlar ki Türkiye’nin en kýdemli kýsa film yarýþmasý; ÝFSAK. 35 yýldýr düzenleniyor. Ama para vermiyor. Ne düþünüyor kýsa filmci? Bu yarýþmaya girilmez, para vermiyor. Düpedüz hamallýk! Öte taraftan yarýþmanýn altýndan kalkamayacak dandik bir televizyon kanalý. Ama birinciye 8 bin YTL veriyor. Ýkinciye 6, üçüncüye 4 bin YTL veriyor. Tabi hemen filmini buraya gönderiyor. Sonra bakýyorsun o yarýþma 6 ay gecikmeyle sonuçlarý açýklýyor. Kýsa filmcilerde parayý sevme, manevi ödüllere tamah etmeme hali belirdi. Jüri üyeliklerinden biliyorum; Az önce sözünü ettiðim ödülü, Fransýz Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir törende, hocam Rekin Teksoy verdi. Üzerimde yýrtýk bir ceketim vardý. Arkasýndan astarý sarkýyor. Boðazýma bir þey düðümlendi; ‘Bu benim hayatýmýn en önemli günü Hocam’ dedim. O plaket dýþýnda hiçbir ödül vermez ÝFSAK. Ödül avcýsý kýsa filmciler türedi. Arkadaþý 2004 yýlýndaki festivalde bir filmiyle görüyoruz. Ne hoþ diyoruz, seyrediyoruz. 2004 yýlý boyunca düzenlenen bütün yarýþmalarda o arkadaþ yine var! 2005 yýlýna giriyoruz, ayný arkadaþ yine çýkýyor karþýmýza. Paranýn tadýný almýþ, ödülün tadýný almýþ. 2006 yýlýna giriyoruz, ‘son üç yýl içinde çekmiþ olmasý kaydýyla’ girilebilen yarýþmada yine ayný arkadaþý, ayný filmiyle görüyoruz. 2007’de o arkadaþýmýz ayný filmle saðda solda ödül kapma derdinde. 2008’de jüri üyesi olduðum bir yarýþmada dayanamýyorum ve ‘ben artýk bu adamý görmek istemiyorum’ diyorum. Adam þimdiye kadar 62 bin YTL kazanmýþ bu filmle. 8 yarýþmaya katýlmýþ. Yaklaþýk 10 tane de plaket almýþ. Hepsi için söylemiyorum elbette. Ama bu iþin þöhreti ve parasýnýn tadýný almýþlarýn neden olduðu bir kapitalistleþme var. Bu kapitalistleþme ile birlikte de bir kirlenme süreci yaþanýyor. Kýsa film, kýsa film gibi anlaþýlmalý. Kýsa film ruhuyla çekilmeli. Ödüllere de öyle bakýlmalý. Kardeþim seni çok yaralayan bir hikâyen var. Annen ölmüþtür, ya da baban iþlemediði bir suçtan ötürü hapse girmiþtir. Bunu filme çekmiþsin. Bu filmi paraya mý tahvil edersin? Öyle kýsa filmciler var ki, hayatlarýndaki en acý, dramatik olayý filme çekip, daha sonra bunu paraya tahvil ediyorlar. Festivallere katýlýp bu filmle para kazanmaya çalýþýyorlar. Bu kiþiler konusunda festival jürilerini mümkün olduðunca uyarýyorum. Bu arkadaþ çektiði filmle yapacaðýný yaptý, alacaðý ödülü aldý, ekmeðini yedi. Dolandýrmanýn alemi yok. Filmini daha geniþ kitlelere izletmek istiyorsa bir sinema programýna versin. Ya da bir festivale versin, yarýþma dýþý bölümde göstersin. Çünkü onun aldýðý her ekstra ödül, bu iþe ruhunu, gönlünü vermiþ, motive edilmeyi bekleyen bir gencin önünü kesiyor. Alacaðý bir ödülle daha anlamlý iþler yapabilecek yeteneklerin önüne bu þekilde set çekmiþ oluyor. Sen kýsa film sektörleþti mi diye sordun. Bence sektörleþti bile.

kaynak: sinemasinemadir.com

Kazak Þenliði 'Sinemalar Derlemesi' 3-9 Aðustos'ta Los Angeles, DGA'de

CUMARTES�, HAZ�RAN 23, 2012

The Second "Kazakhstan Montage of Cinemas: Film & Cultural Festival" launches at the Directors Guild of America (DGA) in Los Angeles on Aug. 3 for a one-week celebration of Kazakh cinema and culture, including musicians.

The festival is a stellar opportunity for directors, producers, location scouts, and the general public to get an understanding and appreciation of this exotic locale without leaving home.

Sweeping from the Caspian Sea on its Russian border to the Altai Mountain range on the Chinese border, Kazakhstan has a rich nomadic history as well as a powerful current tapestry of cultures. Since gaining independence in 1991, the Central Asian Republic has embraced its remarkable filmmaking past that dates back to the 1930's, when Sergei Eisenstein made his classic “Ivan the Terrible” in this mystic land, and has even given rise to several "New Wave" movements.

Opening night on Aug. 3rd begins with a reception at 7 pm, and includes a program of live entertainment until 11 pm, at the DGA Theater.

Sponsored by Kazakh Geographic Society (KazGeo.kz ), helixfilmsinc.com , the Embassy of the Republic of Kazakhstan, and the Honorary Consulate of Kazakhstan in Los Angeles, the festival includes Advisory Board Members Steven-Charles Jaffe (GHOST, K19), David Marconi (Screenwriter, ENEMY OF THE STATE), and Ambassador Erlan Idrissov.

Tickets cost $10 (including free parking) can be purchased from the festival’s website. "Kazakhstan Montage of Cinemas: Film & Cultural Festival 2012" will be held Aug. 3 - 9 at the Directors Guild of America on 7920 Sunset Blvd in Los Angeles, California

For more information, please see www.kazakhfestival.com - KazakhFilmFestLA@gmail.com

Kaynak : HelixFilmsInc.com

65. Cannes Film Þenliði'nde en iyi Kýsa Film 'Sessiz' (Be Deng) seçildi.

PAZAR, MAYIS 27, 2012

65. Cannes Film Festivali kapanýþ töreninde Ýlk Altýn Palmiye Kýsa Film dalýnda verildi.

En Ýyi Kýsa Film ödülünü 'Sessiz' filmiyle Rezan Yeþilbaþ kazandý.

DÝYARBAKIR'DA ÇEKÝLDÝ
Belçim Bilgin ve Cem Bender'in baþrollerinde olduðu, daha önce Akbank Kýsa Film yarýþmasýnda en iyi film ödülü de alan film, Kültür ve Turizm Bakanlýðý Sinema Müdürlüðü'nün desteðiyle Diyarbakýr'da çekildi.

'Sessiz' Cannes'da kýsa film kategorisinde bugüne dek Türkiye'den yarýþan dördüncü film. Bundan önce Koza filmi ile Nuri Bilge Ceylan, Kýyýda filmiyle Ebru Ceylan ve Poyraz filmiyle Belma Baþ festivalin yarýþmalý bölümüne seçilmiþti. 1939 yýlýndan bu yana Cannes'da uzun metraj kategorisinde yarýþan ve baþarý elde eden toplam yedi filmimizin yönetmenleri, Yýlmaz Güney, Nuri Bilge Ceylan ve Fatih Akýn olmuþtu.

Kaynak : www.ensonhaber.com

Di�er Haberler

Efsane Filmi'deki Türk Lokumu

BÜCHER UND POLITIK: Literatur im Minenfeld

Black Hawk Down: VFX and Postproduction. Interview with Olçun Tan

5. Türkçe ve Sahne Sanatlarý Yarýþmasý

Elimizdeki Birkaçý

Shorts Awards Altýn Portakal'a

1. Los Angeles Türk Film Þenliði tarihi Mýsýrlý Sinemasý'nda

Holivut’un fethi

Ömer Faruk Tekbilek ile Yasmin Levy Toronto'da konser verdi

Can, Sundance'de Seyirci Ödülü aldý

1. Los Angeles Türk Film Þenliði 1 Mart'ta Baþlýyor

Ýstanbul modern'deki 'Hayal ve Hakikat' sergisi New York Times'ta

Sýra dýþý bir roman ‘’Provokatör, Paranýn Olmadýðý Gün’’

ABD’den Antalya Müzesi'nde sergilenmek üzere getirilen 'Yorgun Herakles'i 35 bin kiþi ziyaret etti.

Emre Arolat Architects’e Dünya Mimarlýk Festivali’nde “Highly Commended” ödülü

Raþit Çelikezer’in yönettiði 'Can' Sundance Film Festivali'nde

Twenty7'nin 2. Müzik Klibi 'No Chemical Love'

Semih Tareen Film Müziði Albümü Tüm Marketlerde

WORLD'S TALLEST MAN-Sultan Kösen'in belgeseli at Bel Air Film Þenliði'nde

'Direk Aþk'a Amerika'dan iki ödül

Cenk Uygur: Sesimi Kýsmaya Çalýþtýlar

Graffiti Festivali, 24 Temmuz Pazar günü Taksim Gezi Parký'nda!

Direk Aþk'a Accolade'den Ödül

Sinem Bodrum'da söyleyecek

Kazým Mirþan ve Erken Türk Tarihi finalde!

Kazak Film Þenliði

Türk Pasaportu bir Belgesel

Sinem Saniye Los Angeles'de Japonya icin cok ozel konser verecek

Anzaklar ve Türkler ABC'de

Hakan Günday DilDile'de

Cannes'da Türk Kýsa Filmleri

DÝREK AÞK bir Ýrem Altuð fikri

Alex Demir Interview on TRT

Kendini Türk hisseden ‘Cavad Han’ filmini izlesin

Cengiz Aytmatov Film Günleri

Atatürk aþký Broadway'de

Almanya’da 'Kurtlar Vadisi Filistin' yasaklandý

Resmine Atis'in Fortunate Sons filmine açýk mektubu

Altýn Türk Ödülleri Oylamasý

Türk Sanatçýlar SOFA 2011 Sanat Sergisi'nde

Fatih Akýn'a Onur Ödülü

"Simyacý'nýn Hikayeleri"

'Ýlahi adalet yerini buldu' Ali Sunal, mutluluktan uçuyor...

HOMELAND-VATAN-Bir Kýbrýs Belgeseli

Türk sinemasý rekor peþinde

Twenty7 Müzik Vidyo

Londra Türk Filim Þenliði

'Türk Sinemasý' mý demiþtiniz?

47. Altýn Portakal Sinema Ödülleri

Toronto'da 'Yaþasýn! Ýstanbul' nidasý 35. Toronto Film Festivali'nde on beþ Türk filmi gösterilecek

rif Mardin belgeseli Los Angeles'ta

Los Angeles’ta bir "Aðrý" Hikayesi

Tribeca'da Sibel Kekilli'nin oyandýðý 2 filim ödül, Ferzan Özpetek'in filmi de 1 ödülle þenliðe Türk imzasý attýlar

Ýsmail Cem Televizyon Ödülleri sahiplerini buldu

Güney Doðu Avrupa Filim Þenliði 2010 Los Angeles'ta gerçekleþiyor

TARKANI KÝM HATIRLAYACAK YETENEK KORKU VE GENÇLÝK

‘The Pacific’e konu olan Ýzmir yangýný diziden çýkarýldý

TÜRK-ERMENÝ ÝLÝÞKÝLERÝNÝ KONU ALAN FÝLM FRANSA'DA VÝZYONA GÝRDÝ

'Büyük Oyun' San Francisco'daki þenlikte 'En Ýyi Film' ödülüne layýk görüldü

Yunanistan'ýn Eurovision þarkýsýna kemençe tepkisi

"9. Boston Türk Film ve Müzik Festivali" Yeþim Ustaoðlu'nun Pandora'nýn Kutusu filmiyle baþlayacak.

Türk filmlerinin Avrupa'daki tanýtýmý açýsýndan önem taþýyan Amsterdam Türk Fiilmleri Þenliði baþlýyor

Ünlü müzisyen ve yapýmcýnýn belgeseli Ýstanbul Filim Þenliði'nde gösterilecek

Sinem'in A.B.D. gezisi 2 gün sonra baþlýyor

Runaway Yapým bu yapýmýn yýldýzý

BAL Altýn Ayý'yý Aldý!

KELIN, OSKARLAR'DA SON ELEMEYE ALINDI

"Sinem'in 'Aþký Yunan nefretini Yendi"

New York’taki filim þenliðinden 4 Türk'e ödül

Kutluð Ataman'ýn Köln çýkarmasý

NEFES'in korsaný neden çýkmýyor?

MTV AMÖ 2009 - MaNga EN ÝYÝ AVRUPALI SANATÇI SEÇÝLDÝ

Dahi: Aydýn Esen

Kazakistanlý Uygur Sanatçý Ahmet Can AHAT davetiyesi

‘Ayrýlýk’a Filistin’den de tepki

Nuri Bilge Ceylan’a Büyük Ödül

Nefes rekor kýrdý

Kazak filmi KELIN Oskar aday adayý

Kültür baþkenti yaðmasý!

AYRILIK dizisine Ýsrail ayarý

Halit Refið hayatýný kaybetti

Ebru TV wins three Emmy awards

'Güneþi Gördüm' Oskar aday adayý

Selçuk Öksüzoðlu'nun yeni belgeseli: "The Turkish Musician"

Fatih Akýn'a "Soul Kitchen" ile Jüri Özel Ödülü

L.A. Times Cherien Dabis Söyleþisini ve

Yönetmen Greyson’dan Ýsrail’e protesto

Sinem Saniye MTV Söyleþisi

Stockholm'da Yaþayan Türk Yazar Önder Bir Hint Yayýncýyla Anlaþma Ýmzaladý

Issýz Adam'a A.B.D.'den Ödül

"ÇÝZGÝ ROMAN SEVÝN!" yönetmen Ertuð Tüfekçioðlu ile söyleþi

'DIG COMICS' Kýsa Belgesel Gelecek Filim Þenliði Gösterimleri

Comic-Con 2009: CCI-IFF Ödülleri-DIG COMICS En Ýyi Belgesel

Ankara'dan Hollywood'a!

EN ÝYÝSÝ, YEGANE, KRAL

Türkiye'nin sesleri New York'ta

Dig Comics Dünya Gösterimi San Diego Comic-Con Uluslararasý Film Þenliði'nde

Türk müzikali ilk defa Broadway'de

Beyond belonging lll Almancý ! Tiyatro ve Film Þenliði

Turkla.com'dan fotografçýlýk ve fotoþop çalýþtayý

The Guardian: Ývedik'e dikkat!

Kurtlar Vadisi'nden bir film daha

Jennifer Fontaine

3. TÜRK KLASÝK MÜZÝÐÝ ÇALIÞTAYI

Cannes Film Festivalinde ’’Türk Gecesi’’

Türkiye'de deneklere rüþvet

"Devrim Arabalarý"na Monaco’da ödül

Altýn Koza jury announced

SESSÝZ GÖSTERÝ

Malkovich’e "Sinema Onur Ödülü"

Orta Doðu Gümbür Gümbür

Ödüllü Yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ýn filmi Los 27 Mart'ta Los Angeles'da gösterimde

Güneþi Gördüm by Mahsun Kýrmýzýgül

En Geniþ Alanda Düzenlenen Türk Þenliði

BASIN DUYURUSU, BLUEMASK PRODUCTION, Mart 2009

AYÇA ERSOY'UN RENK DÜNYASI

Türk Rakçý, Kutsal, 26 Mart'ta,

Sinem Saniye Müzik Klibi

Ývedik 2’ye Alman basýnýndan büyük övgü!

Kurtlar Vadisi’nin yayýn tarihi belli oldu

"Üç Maymun" pýt pýtý biraz bol ahlaki çöküntüyü anlatan bir hikaye

Türk tarihinin karanlýðýna ýþýk tutan filim

Broken Windows þimdi DVD'de

'Recep Ývedik 2' Almanya’da da rekor kýrdý

Türk Film Bestecisine Amerika’dan Üçüncü Kez En Ýyi Film Müziði Ödülü

ÝST/West EL CID'de

Recep Ývedik 2’den tüm zamanlarýn rekoru

Aþkýn Özcan'ýn " THE MINI-SUBMARINE " adlý romaný çýktý!

"Are We In Love!" - Müzik Klibi Kutlamasý

"My Rumi Valentine"

Kendi sinemasýný en çok sevenler Türkler

Güz Sancýsý’nýn baþrolünde James Bond olmalýydý

Gradient Effects Takýmý, Gnarls Barkley Klibi için Visual Effects Society Ödülüne Aday

A.R.O.G hasýlat rekoru kýrdý

CAFAM ile SoCiArts Yapým Sunar

ADA

'3 Maymun’dan dev adým

Gradient Effects Sundance için 2 film bitirdi

Holivud'daki Araplar ve Müslümanlar

THY için geliyor

New York'ta Ýdil Biret konseri

PANDORA’NIN KUTUSU 23 Ocak 2009’da sinemalarda

Sonbahar dizisi ekibi kaza yaptý: 2 ölü

"Üç Maymun" Palm Springs Filim Þenliði’nde

Toronto Evrenkenti mezunu Türk 6. Kitabýný Yayýnladý

Suriye’de "Türk Filmleri Þenliði"

Karagöz, Türk-Amerikan Televizyonu'nda

MUSTAFA MISTIK!

6-7 Eylül sancýsý beyazperde

Filim Eleþtirmenlerine Ölüm! Yaþasýn Þöhretler Alemi!

Dostum Pasifik Imza Gunu Westwood'da

Özpetek’in filmleri New York’ta

Warner Bros’tan Türk’lere: Fuck off ve fuck you!

Nuri Bilge Ceylan Asya-Pasifik Sinema Ödülleri'nde En Ýyi Yönetmen ve 3 Maymun Söyleþisi

Sedef Erken: We need a Musician's Union

Neden sponsor bulamadý?

Uluslararasý Hollywood Öðrenci Film Þenliði'nde 3 Türk Filmine, 3 Ödül

Emre Aydýn, "Avrupa’nýn En Ýyi Sanatçýsý"

Türkçesi Varken

Türk filmine korku Oscar'ý

3 Türk filmi Uluslararasý Hollywood Öðrenci Film Þenliði'nde

Son Buluþma

Türk filmleri Asya’daki yolculuðunu sürdürüyor

Müzik medyasýnýn deðiþmesi lazým

Turkish Kasbah

"Altýn Ýstiridye", "Pandora’nýn Kutusu"nun

New York Türk Filim Þenliði Gösterim Çizelgesi

Jennifer Fontaine Haberleri

'Filmmaking is my sickness, success is my painkiller'

ÜNLÜ SÝHÝRBAZ KUBÝLAY QB TUNÇER LAS VEGAS'TA

mustafa

Serdar Burhan Kalsýn American Carol'da

Ali Taran'a göre Türkiye reklamý

Gradient Effects-Olçun Tan ve Gnarls Barkley'nin Kalbine Þarký Söyletti

Sinem ve Alper Turkish-American Hour'da

Bükreþ Film Festivali'nde Türk sinemasýna 3 birincilik

Amerika Dans Festivali'nde tanýdýk bir koreograf: Aydýn Teker

Doðukan Manço ile geçmiþten bugüne yolculuk...

New York'ta Türk Sinemasý Oturumu

Türk Sinemasý'nýn A.B.D. çýkartmasý

Benim yalnýz ve güzel ülkem

Hollywood'taki Türkler `Body Of Lies' filminde

Ceylan’a En Ýyi Yönetmen' Ödülü

'Üç Maymun' Cannes'te Altýn Palmiye yarýþýnda

The Second Venice-2. Venedik

Hüseyin Karabey'e Tribeca'da En Ýyi Kurmaca Yönetmeni Ödülü

TIE Etkinlikleri Basýnda: TÜRKLER, ABD FÝLM SEKTÖRÜNE EL ATTI

DOCU TURK TÜRK BELGESEL GÖSTERÝMÝ 2008, Los AngeleS

Türk belgeselleri New York'ta esti

New York'taki Carnegie Hall'da Osmanlý-Türk Müziði Dinletisi

Wexler, Fontaine sketch Clowns

DUMAN 2008 A.B.D. KONSERLERÝ

Ýþte yeni Atatürk

Sinem Saniye'nin ilk L.A. konseri

ÝNSANÝty sanat sergisi - Beliz Ýristay

TRT 1915 Ermeni Olaylarý Dizisi Çektirecek

Özgürlükler ve Demokrasi Ülkesi A.B.D.

Ertuð Tüfekçioðlu'nun söyleþisi Ebru TV'de

Halk ozaný Aþýk Veysel anýlýyor

Ýstanbul

"Shake It Baby!" written by Aþkýn Özcan

Giovanni Scognamillo: “Sanatçý deðil, zanaatçýyým.”

Bayrampaþa filmi belgesel gibi oldu

120 Bakan'dan tam not aldý

Cem Yýlmaz'lý GÝTT adlý OPET reklam kampanyasýna ödül

Alex Demir Turkish Hour'da

Guinness'e girdi ama kendine bir ev alamadý

Kazakistan Oskar'a Aday

When I Don't Sleep... çýktý

Say'ýn ödülünü babasý aldý

Gülsin Onay Kremlin'de

Kýsa filmin tarihine imza atan usta

Recep Ývedik 22 Þubat'ta Sinemalarda

Bir Türk Köyünde Doða Ana'nýn Kanunlarý'na Gençlik Dolu Bir Uyanýþ

Corc Vaþingtýn Evrenkenti belgeselcilere burs veriyor

'Made In Europe' yakýnda sinemalarda

HÝPHOPÝSTAN En Ýyi 10 Hip Hop Filmi Arasýnda

HÝPHOPÝSTAN En Ýyi Kýsa Belgesel Ödülü Kazandý

Nihat Genç anlatýyor...

'Sinema Sinemadýr' kardeþim!

Türk sinemasý 2007'ye rekorla veda ediyor.

Mehmet Akif Ersoy 20 Aralýk 1873, Ýstanbul – ö. 27 Aralýk 1936, Ýstanbul

Alex Demir 'Arkanýzda belli bir güç yoksa tutunmanýz imkansýz'

Öpüþürsen Yuðtub'a düþersin tabi

TÜRK ASILLI AMERÝKALI OYUNCU ALEX DEMÝR ÝLE NEW YORK’TA ‘HOLLYWOOD SOHBETLERÝ'

Akýn'ýn 2 Köküne Olan Baðlýlýðý Filimlerine Yansýyor

Gencebay: 'Yunanlar bizim akrabamýz olabilir'

Köln'de Türk Filim Þenliði

Seda Aybay'ýn "Ýstanbul Hatýralarý" by Kybele Dans Tiyatrosu'nda

Sema Gösterisi, 17 Aralýk Pazartesi, Royce Hall'da

Louvre Müzesi'nde Türk esintisi

Fransa'da Türk Sinema Günleri

3 gurbetçi Türk'ten yeni bir oyun 'Crysis'

Hollywood'da Kürdistan siyaseti ve Türk Düþmanlýðý

ÝZ, AVRUPA'NIN EN ÝYÝ BELGESEL KANALI SEÇÝLDÝ

Lev Yýlmaz'ýn

Sertab'ýn Ýngilizce Türküsü protesto edildi

Orta Asya'nýn Kutsal Sesleri

'Saklý Yüzler' Gösterimi

Justin McCarthy Ebru TV'de

Türk Filmi - þiir

'Kurtuluþ Savaþý filmi çekeceðim'

Leslie Bates-Büyüktürkoðlu'ndan

Amerika'yý inlettiler

Ýlköðretim Okulu Öðrencilerinden Ermeni Katliamý Belgeseli

MUSEREVIEW - Aðustos, Eylül, Ekim 2007 Þairleri

"Þimdi Türküm demek hoþuma gidiyor"

Asya Pasifik Sinema Ödülleri'nde TAKVA 3 dalda aday

Hayko Cepkin'in Ýzmir Konseri

Kýbrýs Uluslararasý Kýsa Film Þenliði

'Takva'nýn yönetmeni Özer Kýzýltan 'European Discovery 2007'ye aday gösterildi

"Ýklimler" 27 Eylül'den Ýtibaren Almanya'da Sinemalarda

Türk Rak Topluluðu mor ve ötesi Kasým'da ABD'nin Batý Yakasýnda 2 konser vermeðe Geliyor

"Yaþamýn Kýyýsýnda" Almanya'nýn Oscar adayý

Jeff Treves' new work on CG Society

Goran Bregoviç ilk kez 29 Eylül'de Ankara'da!

"Yumurta" Avrupa'nýn en iyisine 12 dalda aday

New York'ta Zeki Demirkubuz filmleri gösterimi

Ýstanbul ÞÝMDÝ Viyana-Einladung zur Vernissage am 13 Eylül'de

Barýþ Günü'nde Türk-Ermeni kardeþliði

Bir Osmanlý Askerinin Sýradýþý Anýlarý baþlýklý aný kitabý Ekim Yayýnlarý'ndan çýktý.

3. Uluslararasý Avrasya Filim Þenliði Ang Lee ile baþlýyor

'Takva' Saraybosna'da en iyi film seçildi

Mevlana filmi Konya'da çekilecek

A Play "Calling In Love" World premier opens on 8.17.07 Friday

'Kurtlar' güldürü yapacak

TRT'nin Holivud ataðý

1. Sevim Tanürek Þarký Yarýþmasý

Atatürk'ün hayatý çizgi romanda

Türk Müziði Avrupa'da neden Dinlenmiyor?

Fatih Akýn'dan Trabzonspor belgeseli...

Altýn Portakal'dan Türk sinemasýna yeni destek

THE SECOND VENICE - by Askin OZCAN

Türkiye bu iki reklamý konuþuyor!

4 Temmuz Zafer Bayramý

Kemal Sunal kabri baþýnda anýldý

’Uzak’ 1000 film listesinde

Türk kültürü Disneyland yolcusu

Kýrýk Melek baþladý

Photograph exhibition titled “Ýstanbul Armenians”

Beþ Vakit (Times and Winds) 2007 Los Angeles Filim Þenliði'nde

Yener Korkut on TRT

"Anadolulu" adlý kýsa filim 8 Haziran'da USC'de

Türk Yönetmen Þahin'in History Channel'daki 'CITIES OF THE UNDERWORLD' belgeseli seyredilme rekoru kýrýyor

Fatih Akýn Kan 2007'deki baþarýsý

Clementine Feature Set Up in Türkiye

Muses Prize - Poetry to Askin Ozcan

"Anadolulu" Robert Zemeckis Dijital Sanatlar Merkezi'nde gosterilecek

Müslüman Kimliðinin Amerikan Televizyonundaki Yeri adlý oturum Beverly Hills'de gerçekleþecek.

Mondo Macabro'nun Gözde Türk Sinemasý Belgeseli

ATIF YILMAZ’ý saygýyla anýyoruz

Kars'ta Film Cekmeye Ne Dersiniz?

Alex Demir Ebru TV'de

IKI KIZ Los Angeles'daki Güneydogu Avrupa Film Senligi'nde

ON PBS: American Masters: Atlantic Records: The House That Ahmet Built

ARMENIAN REVOLT 1894-1920 - SCREENING ON 25TH

18. Türk Film Günleri Münih'de baþlýyor

John Lennon Beste Yarýþmasýný Sinem Kazandý.

The Midday Express: Repairing the Turkish image via movies

Salih Memecan, JibJab'la beraber 'Siyasal Yergi'de

Dondurmam Gaymak'a HBO Uluslararasý Güldürü Filimleri Þöleni'nden Ödül

Mennan Yapo - Önsezi

Mevleviler Güney Kaliforniya'da!

ÝSTANBUL KLASÝK TÜRK MÜZÝÐÝ KAMPI

Leslie Bates Büyüktürkoðlu'nun yeni Turkla.com makalesi

The Sultans of Satire: Middle East Comic Relief

Turkey battles genocide claims in Hollywood

Alinur Geceyarýsý Expresi gerçeðini belgeledi

Turkish Comedian Gülden Performs in Middle East Comic Relief, Jan. 27!

Türk sinemasýndan kovboy filmi

HOKKABAZ Irvine'da

'Çince söylesin daha çok insana hitap eder'

Yeþilçam Hollywood’u bitirdi

Türk Sinemasý'nýn yükseliþi...

Yüksel Aksu anlatýyor

Fatih Akýn ve son filmi

"Anti-Jewish" Turkish film pulled from US theaters

Kime niyet kime Euroimages

BAYRAMPAÞA CEZAEVÝ FÝLÝM ÞENLÝÐÝ

Dondurmam Gaymak Oskar adaylýðýna bir adým daha yaklaþtý

YA TUTARSA? ve GÖNLÜMÜN ÝSÝ (WELL SOOTED) Boston Türk Filim Þenliði'nde

Türk Hattatçýlýk Sanatý

Uneasy Ottomans-LA Weekly

Resmine Atis, Tom Sizemore ve Edward James Olmos ile SPLINTER'da baþrolde

Turquoise

ifremi unuttum